Feci'nin Blogu

19 Temmuz 2018 Perşembe

Kara Cehaletin Şahlanması / doktorlar ve hastaları bağlamında


                                             
                                                     

“E canım, doktor karşısındaki hastaya hiç sözlü şiddet uygulamadan işini yapsa hiç bu hale gelir mi?”
“ valla günde yüz hastaya bakıyormuş. Beni ilgilendirmez. İşi bu. Bu şekilde çalışma şartları hastaya ve hasta yakının kötü davranma hakkı vermiyo”
“Camianızda insanlıktan nasibini almamış çok hekim tanıdım. Masaya yumrukla  kurtulmalarına şükretmeliler. Benim çocuğum hasta iken ağzında çikletle halden anlamayan adam da kadın da gitsin. Hekim filan olmasın  gitsin insanlık öğrensin”
“Hak ediyorlar müstahak bunlara artist kılıklılar…”
 Bunları okuyorum neredeyse sinirimden ağlayacağım.  Geçenlerde bir şeyi  fark ettim hatta yakınımdakilerle de paylaştım: Bu ülkede bir problemi konuşuyor veya paylaşıyorsak,  hani derler ya konuş açılırsın, ferahlarsın, dertler paylaşıldıkça azalır  filan… Valla tam tersi oluyor.  Genellikle konuştukça daha çok öfkeleniyorum, birikiyor içimdekiler sanki boğuluyorum ve hiç mi hiç hafiflemiyorum gittikçe ağırlaşıyorum tam tersine…  Gene hiçbir şey yapamayacağımızın umutsuzluğu ve gittikçe işlerin kötüye gittiğini de bilerek üstelik.  Çünkü bu kaçıncı diye sorarlar adama? Bu kaçıncı darp,  kaçıncı acil servis olayı, kaçıncı şiddet.  Biz ne yapıyoruz? Toplantılar, basın bildirileri, sosyal medya yazıları(şu an benim yaptığım gibi). Bakın hiçbir televizyon kanalında prime time’da konu başlığı bile olmuyor sağlık şiddeti.  Hatta tam tersine şiddet son iki gün ayyuka çıkmışken bir TV kanalı haberlerinde doktor hastanın yanlış parmağını kesti diye uzun uzun hastayı ve hasta sahibini konuşturuyor. Onun derdi flaş haber çünkü. Yamyamlık yapacak.  Genç doktor arkadaşımızın kafasını bir parke taşla kırmış bir adam… flaş flaş kanlı fotolar paylaşılıyor. Neye yarıyor bu pornografik foto paylaşımları?  Kara cahilin cüretini arttırıyor sadece. Yol gösteriyor ona… Bu kaçıncı?
Face yazışmaları, kanlı fotolar, lanetlemeler bir işe yarasaydı zaten giderek yükselmezdi bu kara cahil ateşi.  Zanlının eşini videoya almışlar: çocuğum 45 derece ateşi var, biliyorum nöbet geçirecek, ama doktor dışarıda sigarasını içiyor, diyor… Bunu dinleyen milyonlarca cahil eminim taraftar oluyor bu salakça konuşmaya. Burada cehaleti aşağılamıyorum. Hepimiz bilmediğimiz konularda cahiliz. Burada aşağıladığım kara cahil cüreti.  İşte en yukarıda gördünüz neler demişler? Bakın dediğim gibi konuştukça yazdıkça öfkem artıyor yine.  
Bu doktorlar dayağı hak ediyorlar bazen. (bu lafı iki hasta aralarında konuşurken tesadüfen kulaklarımla duydum ) hatta biri diğerine şöyle diyordu: bunlar benim kim olduğumu bilmiyor ben Rizeliyim. Bilirim ben bunlara yapacağımı… “  Bu şiddete,  kara cehaletin şahlanması, diyorum ben.  Kara cehaletin alevlerini körüklediler ve körüklüyorlar. Medya körüklüyor, siyaset körüklüyor ve daha da önemlisi doktorlar sessiz kalıyorlar. Oysa şurası kesindir ki: İnsan bir hekime muhtaçtır.  Hekim en savunmasız anınızda birlikte olduğunuz insandır. Çırılçıplak ve bilinçaltınız bile meydanda iken o oradadır. Dünya üzerindeki herkes hekime muhtaçtır. Kral veya köle fark etmez.  Çalışkan cefakâr ve sevgi dolu insanlardır onlar. Çünkü bu meslek bunlardan biri eksik olursa yapılamaz.  Tabii ki defolu olanlar vardır ama bunun yolu adaletli ve düzenli bir sağlık sistemi ile iyi hekimliği desteklemektir. Defoluyu sistem kendiliğinden temizler zaten. ( ki bu meslekte diğer mesleklere göre en azdır defolu ve eksik olan)
Ne demek bu ya? Yıllarca oku, hayata neredeyse 30 unda hatta 35inde başla… Başladığın hayat da gece gündüz nöbet olsun, sabahtan akşama hastalıklarla mutsuzluklarla uğraş, devamlı ölümle burun buruna  yaşa dur. Habire çalış,  habire çalış. Sonra bir gün biri gelsin, çocuğum 45 derece ateşli havale geçirecek sen nasıl oluyor da sigara içiyorsun desin ve kafanı parke ile ezsin.  İnanılmaz. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde doktora bu kadar saygısızlık, bu kadar kadir bilmezlik, bu kadar ilkellik yapılmaz.Yapılamaz. Günahtır ya… Günahtır.
                                                                                                                 Feride Cihan Göktan