Bir film: Yan Yana
Neyse, filme gelelim. Evet, film hiç sıkıcı değil aksine eğlenceli. Sık sık gülmekten öte kahkaha bile atıyorsunuz😂. Ancak filmin sonunda şöyle düşündüm: ne bu ya! Saçmalamışlar. Biz de o saçmalara gülüyoruz. Zamanıma ve parama yazık oldu. Aynen böyle düşünmüştüm. Ama sonra? Sonra ne oldu?
Daha önce bu filmi gören bir arkadaşıma telefon ettim. Ya dedim sen bu film beğendin mi? Oldukça kendinden emin, evet ben beğendim. Güzel filmdi, diye cevapladı.
Konuşma aynen şöyle devam etti:
Allah Allah! Nesini beğendin? Olmayacak şeyler. Adam son derece zengin ve entelektüel, kalkıp varoşlarda yaşayan yol yordam bilmeyen üstelik de eli uzun birine güvenip bu adamı özel hayatının içine sokuyor. Olacak şey mi? Böyle bir şey olabilir mi?
Bu senin düşüncen, neden olmasın, dedi. 🙃 Telefonda olduğumuz için benim biraz bozulmamı fark etmeden devam etti konuşmasına. “Adam hayat bağlarını neredeyse koparmış durumda, talihsiz bir kaza sonucu bildiği ve yaşadığı hayat sona ermiş. Çaresiz. Bilmediği bir şeylerden medet umuyor, onlara bağlanmak istiyor olabilir, dedi. Bir hayat sevinci arıyor olabilir.”
Evet, bu konuşma üzerine aldı beni bir düşünce. Arkadaşım haklı olabilirdi. Evet, özellikle büyük bir talihsizlik sonucu yatalak olan bir adam nasıl umutlanacak, nasıl keyif alacaktı? Yeni bir hayatı farklı bir insanı tanıyarak. Üstelik o yabancısı olduğu bu hayatı kendi maddi imkânları ile yaşamıştı. Yani Refik Bey, gidip de gecekondu da yaşamaya başlamadı. Yine kendi ortamında ancak farklı bir kişiyi yakından tanıyarak hayat görüşünü genişletti. (varoşlarda bile yaşamaya razı olabilirdi!) Farklı hayatları farklı insanları tanıyarak o koptuğu ve hiç mutlu olmadığı dünyasını renklendirdi.
Evet, arkadaşım haklıydı.🙏
Düşüncelerin esnetilmesi böyle bir şey. Samimiyetle yapılan sorgulamalar. Sonra düşündüm yine. Refik Bey’in yardımcısı güzel kadın bizim Ferruh’a hiç şans vermedi. Neden versin? Hayat böyle..
Tabii ki filmde itiraz ettiklerim de var. Mesela Refik Bey’in gece yarısı krizi gibi neredeyse ölmek üzere olduğu durumlarda sağlıkçı ehliyeti olmayan bir adamın eline bırakılması… Yani o olmaz... Hele bu kadar zenginse…
Ama film evet arkadaşımın dediği gibi güzeldi. İyi ki seyrettim. İyi ki ona neden beğendiğini sordum. Farklı fikirlere hep kapınız açık olsun.
Evet film oyuncuları çok iyi.. Haluk Bilginer’i söylemeye gerek yok zaten. Ancak Feyyaz Yiğit ve diğer yardımcı oyuncular da oldukça başarılı.
Ancak film 2011 yapımı Can Dostum (İntouchable) isimi bir Fransız filminden neredeyse birebir uyarlanmış. Tabii ki bu filmin orijinalitesi için eksi puan. Fakat Yan Yana’nın ikinci ismi en azından yaratıcı olması nedeniyle filmin senaryosuna bir katkı vermiş diyebiliriz.
Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi. Yani tamamıyla bilinçdışı, duygusal ağırlıklı bir dostluğu görünür kılmak gibi. Bu isim çok yakışmış. Hem benim ilk düşüncemi hem de arkadaşımın düşüncesini birlikte yansıtıyor. Yan Yana.
Feride Cihan Göktan
2025 /aralık
