Bir film : Cevher ( The Substance )
Bugünlerde çok konuşulan bir film: Cevher.(The Substance). Demi Moore
başrol oyuncusu ve bütün inandırıcılığı ile çok başarılı. Yönetmen Coralie Fargeat
Ortak
Görüş: Sonuna kadar izlemekte zorlanılması. Ama yine de her şeye rağmen sonuna kadar
gidilmesi. Şiddet içeriyor. Ellerinizi gözlerinin üzerine kapatarak parmaklarınızın
arasından zorla bakarken aynı zamanda midenizde bulanıyor. İyi ki Mubi’de seyrettim. Büyük perde de dayanamayabilirdim
diye düşünüyorum. Bütün bu dediklerimle aslında bir film türünü tarif ediyorum.
Body Horror (Beden şiddeti) İnsan vücuduna şiddet uygulayarak paramparça edilmesi, kan revan
içinde sahneler vs. Bir korku türü.
Film neyi anlatıyor? Eril zihniyetle beslenen günümüz
modern dünyasında metalaşan kadın bedeninin gençlik ve güzellik uğruna nasıl da
şiddet gördüğü. Gençlik ve güzellik. İşte bütün mesele. Yaşlanmayacaksın. Hep genç ve güzel kalacaksın dayatması. Yoksa
git öl.😥 Başka bir çıkışın yok, diye bağıran yenidünya öğretisi. Bu emirle dönen
endrürstri ve kocaman bir sektör. Birçok kurban. Bu filmde kurban Demi Moore. Orta yaşına
gelmiş ve bu nedenle parıltısı da sönmeye başlamış bir yıldız. Artık
istenmiyor. Yeni genç yüzler gelmeli, yeni genç bedenler istiyoruz diyen o her
şeyi yiyip tüketen ataerkil zihniyet. (Bu günümüz modern dünya zihniyeti çok dehşetengiz
iğrenç yemek sahneleri ile metaforik olarak da canlandırılmış)
Bir iksir ( madde veya cevher enjeksiyonu) ile
kadının bedeninden genç ve güzel başka bir bedenin çıkması. Fantastik bir
klonlama gibi.( Bir bedende iki farklı bedenin oluşması) Elizabeth (Demi Moore) ve Sue (Margaret Qualley)
Birbiri ile öldüresiye kavga eden aslında bir benliğin içindeki ikilik. Gençlik ve yaşlılık. Tabii ki buradan birçok
felsefi kavramlara veya mitolojik tanımlamalara gidebilirsiniz.(Freud, Jung, persona,
dissosiatif kişilik vs. vs) Konu
derinlemesine kazılabilir yani. Gerçi film sadece günümüz dünyasının eril
zihniyetinin kadınların fiziksel görüntülerine ilişkin nasıl baskı kurduğu
üzerine işlenmiş. Tabii ki bu baskının duygusal uzantılarını da hissetmemek
mümkün değil. Kanlı ve irinli beden şiddetini
izlerken, Elizabeth ve Sue’nun bedensel ve ruhsal parçalanmalarını ve o kaosun
içinde tamamıyla yok oluşlarını seyrediyorsunuz. Bir yıldızın, kocaman parlak
bir yıldızın toplumsal öğretinin baskısı ile kendini tamamıyla imha edişini.
Şiddet içerdiği için seyredilmesi konusunda çekimser
düşünsem de bu filmi seyrettiğime yine de memnunum. Evet, zaten bütün bu
anlatılanları biliyoruz. Doğaya karşı gelmenin genelde pek işe yaramadığını ve hatta
filmdeki gibi felaketlerle sonuçlandığını. Fiziksel gençliğin zaten çok kolay
gelir geçer bir şey olduğunu… Hayatın anlamının
filmde de söylendiği gibi bir denge olduğunu… Bütün bunları biliyoruz. Ancak bütün
mesele dünya bu kadar koşar adımlarla yapaylığa ve sahte güzelliklere doğru
doludizgin giderken insan psikolojisinin ve dolayısıyla insanlığın bu
şizofrenik durumdan nasıl ve ne kadar korunabileceği?
Cevher ismi de filme çok yakışmış bence. Cevher
aslında içimizdedir. Dışarıda aramayın. Cevher sizsiniz mesajı veriliyor. Yoksa
gelişen teknoloji ve gittikçe yükselen bu gençlik ve ölümsüzlük istenci
insanlığın sonu olabilir.
Feride Cihan Göktan
Aralık 2024
Şiddete tahammülüm kalmadı şu dünyada...
YanıtlaSilYine de "izlediğime memnunum" vurgunuz kadar yorumunuzun tümü için izlerim denk düşünce. Özellikle arayıp bulmam belki..
Cok haklısınız..🌹
Sil