Feci'nin Blogu

24 Eylül 2019 Salı

NOTOS'un Ağustos/Eylül sayısından bir tuhaflık


Geçen gün bir NOTOS dergi aldım.  Dergi okumak güzeldir. Fırsat bulduğumda okumaya çalışırım hep. Bu yazıyı neden yazıyorum? Bu sayıda bir okur olarak sormak istediğim anlamakta zorlandığım yazılar var. Uzun uzun konuşulabilir neden bazı yazıların anlaşılmamak üzere yazıldığını filan. Bu çok uzun bir konu . Ayrıca tartışmaya açılabilir. Şimdi konu bu değil.  Bu sayının başyazılarından biri üzerine yazacağım. Çünkü bu yazının internet bağlantısını bulup burada paylaşabildiğim için bu yazıyı tercih ettim.
Yazının başlığı Özgünlük Takıntısı/ Özgünlük insanları olduğu gibi kalmaya ve başka perspektiflerden fikirleri anlamaya ya da anlamak için uğraşmamaya itiyor… Ana başlık bu… Şimdi kısacık bütün yazıyı okuyunuz paylaştığım linkten..
Ya bu yazıyı okuyunca  ( Hem de başyazı sayılabilecek ilk üç sayfa içerisinde ve kısa özlü bir yazı olarak sunulmuş.)  zihnimin dağınık olup olmadığını düşündüm okuduklarıma bir anlam yükleyemediğim için. Yazı özgün olmayı yeriyor ve hatta Foucault’u da işin içine taraftar olarak sokuyor.  Fuko şöyle demiş:  “Gerçekten ne olduğumu bilmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Hayattaki ve işteki asıl amaç başlangıçta olmadığın bir insana dönüşmektir “ Yazar bu sözü dayanak alarak özgünlüğün insanın gelişimini sınırlandırdığını yazıyor. Tabii ki  yazar  Aslı İdil Kaynar’ın cümlelerinin  gramer olarak çok anlaşılır olmasına  karşın acaba ben mi yanlış anlıyorum diye düşünüyorum. (saçma diyemiyorum önce. Ne de olsa NOTOS’un baş yazılarından biri ) Özgünlük  nasıl tukaka  yapılan  bir kavram olabilir? Özgün  olmak için çabalamak  nasıl insanı  dönüştürmez? Fuko,  özgün olmayın mı demiş?  Dur diyorum kendi kendime Foucault’u ve yazıda adı geçen Nietzche ‘yi benden çok iyi bilen bir arkadaşıma sorayım bu yazı hakkında ne düşünüyor diye? Hani bana saçma geldi ama belki bir şeyler vardır bilmediğim.  Şükrü’ye sordum. Lütfen oku ve bana yaz ne düşünüyorsun diye.
Şükrü  şöyle yazmış: Yazı birbirinden kopuk anlamsız bağımsız uçuşlarla dolu. Fuko'yu da yanlış anlamış. Fuko nasıl bir ressam eserini özene bezene yaratıyorsa, insanda kendi yaşamını sanata döndürerek güzelleştirmelidir, diyor. Herkes kendine has özelliğini yaratması özgünlük değil mi? Özgünlük neden gelişime engel olsun? Benliğine sadık kalmak nedir anlamak mümkün değil. Denetlemeci,kontrolcü,hizacı bir fikri savunuyor gibi bir beyin fırtınası olmuş. Haklısın tuhaf bir yazı…(1)1.Prof.Dr.Şükrü Boylu

Evet bakın şimdi  ben  bu yazıyı beğenmedim demiyorum. O başka bir şey… Okur olarak beğenmek zorunda değilim tabii ki. .Bu Notos gibi bir dergi de olabilir. Ama burada problem bu yazıda bir tuhaflık olduğu.😉 Sanki saçma gibi.😁Gerçekten ....
(Şimdi ŞÜKRÜ de benim tarafımda olduğundan daha bir cesaretle  söylüyorum.)  İnsan entelektüel gücü yüksek olan dergilere,  pek öyle rahat, ne bu ya, nasıl bir yazı bu diyemiyor hali ile..Ama işte ben dedim. Nasıl bir yazı bu ya? 😂😂😂




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder