Feci'nin Blogu

28 Haziran 2020 Pazar

KORONA GÜNLÜKLERİ 36


KORONA GÜNLÜKLERİ 36
Bir önceki yazının sonunda uzak da olsa   bir umut ışığı yakarak devam edeceğim demişim.
O zayıf mum ışığı ile günlüklere devam ediyorum:

Son bir haftada Türkiye’de ve Dünyada olanlardan birkaç örnekle başlangıç yapayım.  

İstanbul /Sultan Gazi’de 5 katlı bir bina durup dururken çatladı. Düşünebiliyor musunuz? En tepesinden zemin katına kadar  bina yırtıldı. Apartman sakinleri gece yarısı çatırtı sesleri ile uyandı.(23 06 2020)

Bursa'daki yağmurda dere taştı önüne kattığı evleri, çocukları, herkesi, her şeyi kızgınlıktan köpüren bir canavar gibi sürükledi. Yol, dere, köprü, balıklar, çoluk, çocuk birbirine karıştı.23.06.2020 -

Korona bütün dünyada kol geziyor. En çok da Amerika’da evsizlerin ve zencilerin yaşadığı yerlerde ölüm oranlarının çok yüksek olduğu istatiksel verilerle belirlendi.

Bütün bunları alt alta toplayın ve yanına kocaman bir eşit işareti koyun karşısına da yoksulluk yazın. Bu kelimenin altını da kalın bir çizgiyle çizin. YOKSULLUK. 
Dünyanın her yerinden gelen felaketlerden, derelerden, binaların çatlaklarından yoksulluk akıyor.
Bu geçirmekte olduğumuz korona günlerinde işsizliğin ve iş kayıplarının artması nedeni ile gittikçe de büyüyerek akmaya devam edecek. Ayrıca yoksulluk büyüyüp derinleşirken aksi gibi gittikçe de küçülerek herkesin herkesi gördüğü bir dünyadan bahsediyoruz. Üstelik yoksulluk öyle bir kenara koy üstünü bir güzel bastır sesini de kıs öylece bıraktığın yerde kalsın denebilecek hareketsiz edilgen bir nesne değil. Gerçi daha geçen ay Diyanet İşleri Başkan  medyadan okuduğum kadarıyla “Fakirlik Allah'a yakın olmaktır “diyerek yoksulluğu hareketsiz edilgen bir paket olarak yerleştirmek istiyor olabilir. Ama işte öyle olmaz. Dünyada barış ve düzen isteniyorsa ki günümüz dünyasında en çok istenen artık bu. Korona günleri öğretisine göre de herkes aynı gemideyse o geminin devrilmemesi veya su almaması gerek.
Bugünlerde değişik face grup yazışmalarından örnekler  vereyim konuyla ilgili:
İleti 1: Barış istiyorsak barış indeksine değil GİNİ indeksine bakalım. Bu ülkede Siirt’te doğan iki kişiden biri neden 65 yaşına gelmeden ölüyor? Salgına bakalım konut fiyatı indeksi ile korona yoğunluk haritasını üst üste koysak aynı renkler çıkar. Barış indeksi değil GİNİ katsayısı önemli.
İleti 2: Dünyadaki ülke örneklerine bakarsanız zaten barış endeksi ile GİNİ katsayısı paralel gider. GİNİ katsayısı düşükse ülkedeki huzur ve barış ortamı iyi demektir. Barışın olmadığı yerde huzur olmaz. Şiddet, adaletsizlik, terör ile hep iç içedir.
İleti 3. Barışa hepimizin ihtiyacı var. En varsıllar ve en güçlülerin de. Çözüm yolu tek: Bu gittikçe derinleşen ve derinleştikçe de çığ gibi yayılan yoksulluğu önlemek. Herkesin insanca yaşamaya hakkı olan bir dünya düzenini sağlamak. Tabii ki yeteneğine ve çalışkanlığına bağlı gelir düzeyi farklı olabilir ama yani şimdiki gibi dünyadaki en zengin 62 kişinin kazancı diğer taraftaki 3,6 milyar insanın kazancını aşmakta ise veya ülkemizin en zengin %10'unun toplam geliri, en fakir %10'un toplam gelirinin tam 12,6 katı ise OLMAZ. Böyle olmaz.

Korona bunu tekrar tekrar vurguladı daha da vurgulanacak.👍

Evet, masadaki pastayı herkes görüyor. Öyle aksırıncaya tıksırıncaya kadar yemek yok. Aç gözlülükle çalmak çarpmak yok. Pasta herkese yetecek kadar var. Kim gerçekten çalışıyor ve üretiyorsa en küçük dilimin insana yakışır olmasını da gözetleyerek hakkına  düşen kendi payını alacak. Başka bir çare yok. Bir de zaten fazla yemek sağlığa zarar bir şey. Her şey kararında olmalı. Tabii ki herkesin hakkını alabildiği insanca bir yaşama sahip olacağı böyle bir düzeni kurmak bu yaşadığımız egemen dünya düzeninde hemen olacak bir şey değil ama koronanın bize hatırlattığı “aynı gemi” gerçeği ile biraz çeki düzen verilebilecek gibi. Ne kadar hızlı ve etkili çekidüzen verilirse o kadar huzurlu bir dünyaya erişecek olmamızın gerçeği de işte karşımızda öylece duruyor. Görmemek için kör olmak lazım. O halde umut var diyelim.
                                                                                                            Feride Cihan Göktan
                                                                                                             28. 6. 2020

1.Gini katsayısı, bir ülkede milli gelirin ülke vatandaşları arasındaki dağılımındaki eşitliği/eşitsizliği ölçmek için kullanılan en popüler yöntemdir.İstatistikçi ve sosyolog Corrado Gini tarafından ilk defa 1912 yılında geliştirilmiştir.

2. Küresel Barış Endeksi (İngilizce: Global Peace Index), ülkelerin ve bölgelerin göreli barışçıl konumunu ölçen bir girişimdir..Dünya genelinde 163 ülkenin barışçılık seviyesini ölçen 2020 Küresel Barış Endeksi araştırması, dünya genelinde barışın azaldığını gösterirken, Türkiye'nin 150'nci sırada yer aldığını ortaya koydu.



                                                                                                           

                                                                                                                   









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder