Feci'nin Blogu

26 Şubat 2019 Salı

ARA GÜLER/ AĞRI DAĞI/ BİR AĞRI'DIR YAŞAMAK


                                                                 Ara Güler- Ağrı Dağı 

Aynı filmlerdeki gibi geniş kurak araziye "ev" diye düz kibrit kutularını yatık koli şeklinde dizmişler. Yoksulluk gözlerini olanca büyüklüğü ile açmış bize dimdik doğrudan bakıyor gibi. Bu duyguyu hiç bu kadar yakından hissetmemiştim.(kitaptan) #BirAğrıdırYaşamak 


not. Bugün de  Alakarga Dergisinde yayınlanan  bu foto karşıma çıktı.  Kitap çok şanslı.

Alakarga Dergisi adresleri de aşağıda.
https://www.facebook.com/groups/262502064134207/
alakarga1030@gmail.com
file:///C:/Users/User/Desktop/ALAKARGA-1815.pdf
Alakarga Dergisi'ne teşekkürlerimle....

1 Şubat 2019 Cuma

1 şubat 2019 / Bugün İzmir çok sevinçliydi,çok...


                                                        Bugün İzmir çok sevinçliydi, çok ...
Bugün İzmir vallahi, İzmir gibiydi! O eski günlerdeki gibi. Alıştığımız sevdiğimiz İzmir gibi.  Akşamüstü çantamda güneş gözlüğümü ararkenki mutluluğumu görecektiniz.   Güneşin o  hafifçe ısıtması yüzünüzü. Sanki bilmediğiniz mutlu bir ülkede gülümseyen çocukların arasında kalmış gibi. Sıcacık. Arabadan indiğimde Bostanlı’nın günlerden beri devam eden gri tonu sihirli bir değnekle aniden pırıl pırıl olmuş . Ve bu parıltı herkese bulaşmış… Bir çocuk ve annesi ele ele şarkı söyleyerek yürüyorlar önümden. Hem de bağıra bağıra… Kırlangıçların sevinçli cıvıltıları ile başımı yukarı kaldırdım. Bir sürü… Gökyüzü masmavi.  Karşıdan gelen gençler havanın sıcak renklerini kucaklamışlar kahkahalarla gülüyorlar.  Nasıl bir dinginlik ve aynı zamanda heyecan.  Aynı sevdiğimiz bildiğimiz alıştığımız İzmir gibiydi bugün. Kıpır kıpır sokaklar. Oysa neredeyse bir aydır veya bir buçuk diyelim soğuk, kasvetli, her gün yağmur, hatta sel, fırtına,  huyu suyu değişmiş bir İzmir’le yaşamaya çalışıyorduk. Biz de ona benzemiş, keyifsiz ve gri renkliydik ne zamandır!
Şu İzmir baharının yüzünü belki görürüm diye koşturarak deniz kenarına indim. Orada da bir heyecan.  Koşanlar, yürüyenler, konuşanlar, gülenler… Tam bir curcuna. Dört /beş  yaşlarında güzel bir çocuk (Başında yine beresi var. Temkinli annesi çıkarmamış) ama o eliyle çıkarmaya çalışırken aniden muhteşem batan güneşe, o kızıl yuvarlağa hipnotize olmuş gibi  dikkat kesildiğinden  elini başında  beresinde unutmuş öylece bakıyor. . Annesi de bakıyor. Durdum, ben de baktım denizde batan  kızıllığa.  Çocuk annesine dönerek, neden bu yuvarlak böyle, dedi. Dünya gibi dedi annesi gülümseyerek.  Dünya gibi o da yuvarlak. Neden batıyor peki, dedi. Yarın tekrar doğmak için dedi annesi.  Güzel çocuğun yuvarlak yüzünde bir gülümseme, heyecan.  Aynı o sevdiğimiz alışık olduğumuz İzmir gibi idi çocuğun güzel yüzü, güneş yavaşça batarken.
Bütün bu sevinçli renkli heyecanlı ve aynı zamanda dingin akşamüstü bize baharın kapıda olduğunun müjdecisiydi. Tabii ki hemen değil. Ama yakın zamanda gelecek. Güneş gözlüğümü kaybetmeyeyim diye çantama koydum tekrar. Kıyı boyunca yürümeye devam ettim geceye doğru.  
                                                                                                               Feride  Cihan  Göktan
                                                                                                                      1 şubat  2019
                                                             
Not. O güzelliği fotoğraflayamadım. Telefonumun şarjı bitmiş. Gerçi o güzelliğin ne kadarını  fotoğraflayabilecektim ki? 
Konu bütünlüğü olsun diye yine de güzel bir İzmir fotosu koydum Google'dan .. Artık idare ediniz ve hayal ediniz bu güzelliği...