Feci'nin Blogu

28 Ağustos 2017 Pazartesi

Aşk Cinayetleri ve olası nedenlerinden biri



2006 yılında Radikal 2 'ye Mümtaz Sevinç cinayeti üzerine yazmışım. Tiyatrocu Mümtaz Sevinç aşk cinayeti kurbanı olmuştu. Dün geceki Vatan Şaşmaz olayı da benzer sayılır. Yine bir aşk macerası ve cinayeti. Taraflardan birinin psikopat agresiv ruh durumu ve geçmişe saplantısı. Vazgeçememesi. Normal olan ikili ilişkilerde  işler düzgün gitmediğinde ayrılmak yerine patolojik bir sonla, ilişkinin cinayet veya intiharla sonlanması. Çok üzücü ve çok ürkütücü.

Aşağıdaki yazıyı yukarıda dediğim gibi 2006 da Mümtaz Sevinç'in terk ettiği sevgilisi tarafından bıçaklanarak vurulması üzerine 14 subat 2006 'da Radikal 2'ye sevgililer günü nedeni ile yazmışım. Dün gece TV den öğrendiğim Vatan Şaşmaz olayı üzerine bu yazıyı  tekrar yayınlayayım dedim.
Aşk karmaşık , aşk cinayetleri  daha karmaşık bir konu gerçekten. 


                     14 Şubat ve eks sevgililer


İnsanlar yalnız doğar ve yalnız ölürler... Oysa yaşam serüvenini yalnız geçirmek, "yalnızlık Allah'a mahsustur" gibi çok bilinen özlü sözlerimizde belirtildiği gibi, genelde tercih edilmez. İkili yakın ilişkilere, hem doğa güçleri ve hem de toplumsal güçler nedeni ile programlanmış insanoğlu ortalama 70 yıllık serüveninde çoklu deneyimler yaşar. Bu ilişkilerden en bilinmezi, en sürprizlisi ve tabii ki en acıklısı kadın-erkek ilişkisidir. Taraflar bir sürecin tüm evrelerini uzun veya kısa bir zaman diliminde yaşarlar. Başlangıçlar ilişkinin en güzel doruk noktasıdır. O gizemli yolculuk başladığı andan itibaren inişli çıkışlı yollar, bilinmeyen kavşaklar, karanlık köşelerden fırlayacak canavarlar yol haritanızda hep olabilir. Ve bazen de kısa süreliğine nefes aldığınız çimenli ve bol güneşli bir bahçe olacaktır. Ancak yollar uzadıkça hem içinize hem karşınızdakine giden yollar çapraşıklaşır. Bu yola girdiniz mi bir kere yavaş yavaş çıkma planları yapmaya veya çıkış yolu aramaya başlayabilirsiniz. İçinizden ve dışınızdan gittikçe karışan bu yolda yolcuların yol bulma kabiliyeti ve çıkış yoluna salimen ulaşmaları yolların birbirleri ile ne kadar karıştığına, yolcuların yön bulma yetilerinin ve tecrübelerinin ne kadar hızlı olduğuna ve iç pusulalarının ne kadar doğru olduğuna bağlıdır.
Bu gizemli ve gittikçe çapraşıklıklaşan yollarda ego çatışmaları, iktidar kavgaları irili ufaklı, orta şiddetli veya şiddetli terör olayları meydana gelir... Murathan Mungan'ın 'Üç Aynalı Kırk Oda' kitabındaki hikâyelerinden birinde söz ettiği gibi, birçok kolu bacağı kırılmış yarım yamalak insan çıkış yolunu bulmaya çalışır. Bazen çıkamazlar işte. Ocak ayının sonunda gazetelerden okuduğumuz Mümtaz Sevinç olayı çıkışı bulunamayan bir aşk terörüdür. Bu olayın merkezinde yoksulluk ve cehalet gibi, bu vahşeti hafifletebilecek hiçbir sebep yok iken, sadece terörize edilmiş aşk ilişkisi vardır. İki normal, iki âşık insan girdiği labirentte yollarını kaybederek çıkışı bulamadılar. Biri diğerini gerçekten öldürdü. Eks sevgili. Ex kelimesi tıp jargonunda exitusun yani ölümün kısaltılmışı olarak kullanılır. 'Eks sevgili'nin sözlük anlamı eski, geçmişte kalan sevgili derken, aslında eski sevgilinin yok olmasından, ölmesinden bahsediyoruz. Taraflar birbirlerini içlerinde ve hayallerinde öldürüyorlar ve sanal aşk cinayetleri işliyorlar. Her eski sevgili içinizdeki bir ölüdür... Her nedense bunu başaramayan, sevgilisini içinde öldüremeyen, hayalini silemeyen Mümtaz Sevinç olayındaki o zavallı insan gibileri "sanal aşk cinayeti" yerine "gerçek aşk cinayeti" işleyerek aslında aynı tepkiyi veriyor. Onu terk ettiği için gerçekten katil olan bu felsefe öğretmeni kadına da, Mümtaz Sevinç'in ölümüne üzüldüğümüz kadar üzülmeliyiz. Aldığı eğitim, ekonomik şartları ve toplumsal yeri nedeni ile kendine ve hayatına çok iyi şekilde sahip olmasını beklerken, nasıl oluyor da 14 Şubat kurbanı bu kadın zavallı, eli bıçaklı bir caniye dönüşüyor? Neden birçok insanın seçtiği sanal aşk cinayetleri yerine gerçek bir cinayet işlemekten kendini alıkoyamıyor? İşte ikili ilişkilerde ve özellikle aşk ilişkilerindeki bu kadar çeşitlilik daha pek çok bilinmezin olduğunu gösteriyor. Örneğin 1989'dan beri, insan davranışlarında çok önemli bir etken olduğu saptanan DRD2 diye bilinen bir gen bildirildi... Bu gene sahip olan kişiliklerin, esrar, sigara gibi maddelere aşırı bağlanıp bu maddelerden yoksunluk durumunda, söz konusu gene sahip olmayanlara göre çok şiddetli psikobiyolojik tepkiler verdikleri biliniyor. Belki de aşk ilişkilerinde DRD2 genine sahip olanların tutku dolu ilişkilerinin, işler ters gittiğinde böyle bir trajedi ile bitmesi olası. Çünkü yoksunluk sendromunda, psikolojik bağımlılık beynin duygu, heyecan ve bellekle ilgili bölümlerini doğrudan etkilediğinden normal işleyiş mekanizmaları bozulup kontrol altına alınamayan içgüdüsel davranışlar ortaya çıkıyor.

14 Şubatlarda dikkatli olmalıyız. Kendimizi, sevgilimizi ve ilişkimizi gerçekten ciddiye almalı ve önemsemeliyiz. Birbirimize giden yolları bakımlı tutmaya özen göstermeliyiz.
Sevgi yaşatmak ve yaşamaktır.

FERİDE CİHAN GÖKTAN 

ile:///C:/Users/User/Desktop/14%20%C5%9Eubat%20ve%20eks%20sevgililer%20-%20Radikal%202%20Haberleri%20-%20Radikal.html


7 Ağustos 2017 Pazartesi

CNN GÜNDEM ÖZEL ve YAPAY ZEKA ÜZERİNE

                                          Dünyanın sonu mu yoksa yeni bir dünya mı kuruluyor?
                                          CNN GÜNDEM ÖZEL  ( Yapay Zeka Üzerine )
Çok fena gerçekten. Dünyamız değişiyor. Bilgisayar derken, yüksek teknoloji  derken  şimdi  evrimsel  basamakların birinin daha başlangıcındayız. Üstelik evrim kelimesi sözlüklerden silinmek istendiği bu zaman da ne garip ki insanlık evrimin dik alasını geçirmek üzere yola koyuldu bile.  Korkuyorum. Çünkü evrim de hızlanıyor bir taraftan öyle eskisi gibi milyonlarca yıl filan değil.  Korktuklarımız başımıza gelecek bu hızlı gidişatla.  Örneğin insanların bazılarının robot olduğunu göreceğiz.  Zaten hepimiz biraz robotlaşmadık mı?   En yakın gelecekte insandan ayırt edilemeyen robotlar çıkacak bir de. Örneğin beyin dalgalarımızdan birbirimizin ne düşündüğünü anlayabileceğiz.  Belki hiç kimse hasta olmayacak.  Hiç ölmeyecek gibi yaşayacağız. Korkutucu.👽
            Dün gece Gündem özel programının değerli katılımcıları (Prof. Dr. Cem Say, Prof. Dr. İbrahim Semiz, Yrd. Doç. Dr. Umut Şahin, Yrd. Doç. Dr. Emre Dorman, yazar Ayşe Acar)  uzun uzun yeni sanal dünya ve yapay zekâyı tartıştılar.  Facebook’un geliştirdiği yapay zeka uygulamaları sırasında,  kimsenin anlamadığı bir dil konuşulmaya başlamış.  İnsanoğlu bu dil konusundan çok korkar eskiden beri. Yapay zeka kendi dilini geliştirdi diye hemen sistemi kapattığını açıklamış mark  zuckenberg.  Yapay Zeka kendi dilini geliştirdi. Şimdi de insanlığı ve dünyayı ele geçirecek korkusu. İnsanoğlu iktidar, sömürü, kölelik düzenini iyi bilir. Asırlardır en iyi bildiği uyguladığı yaşadığı ve yaşattığı şey. Haliyle kişi kendinden bilir işi mantığı ile en çok bundan korkuyor.
 Olabilir mi Böyle bir şey? Olabilir. İnsanın yazdığı program bir canavara dönüşebilir. Yani olmayan bir şeyi bilgisayar kendiliğinden katarak değil kendi insan aklının içinden o kötücül insan iktidarının oluşturduğu program üzerinden o yazdığı program canavara dönüşebilir. Bu o kadar belli ki. Çünkü bugüne kadar o kötücül aklın yarattıkları ortada. Daha işte 73 yıl önce bugünlerde üç gün ara ile insan zekası binlerce pardon yüz binlerce insanı  Hiroşima’da  ve Nagazaki’de   sıcak betonların üzerine yapıştırarak  öldürdü.  Hem de insanlık on dokuz tane yine vahşet dolu yüzyıl yaşadıktan sonra hiç ders almamacasına.
Dün geceki tartışmada en dikkatimi çeken ve bu makaleyi yazmama neden olan, tartışmacılardan Ayşe Acar’ın yapay zekâ ve geleceğe dair iyilik ve iyimserlik dolu yaklaşımlarıydı. Dünya daha güzel olacak,  her şey şeffaflaşacak, yalan ortadan kalkacak,  erdemli güzel bir yaşam olacak dedi. Nasıl yani dedim bu kadar akıllı üstelik de teenage yaşlarını çoktan geçmiş bir yetişkin üstelik bu coğrafyada bir kadın olarak yaşarken nasıl bu kadar Süper  Pollyanna olabilir ?😊😍😍
Bu kadar iyimser olmak galiba bu kötücül dünyanın dönmesini ve her şeye  rağmen  yine de  devam  etmesini  sağlayan  bir şey. İyi ki polyannalar var. Başka türlü olmaz çünkü. Başka türlü olmaz.
                                                                                             Feride Cihan Göktan
                                                                                             Temmuz/2017 

https://www.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/gundem-ozel/yapay-zeka-insanligin-sonu-mu