Feci'nin Blogu

11 Eylül 2021 Cumartesi

DÜŞEN ADAM DEHŞETİ / 11 /12 Eylül ardışık kötü günler

 

DÜŞEN ADAM DEHŞETİ / 11 /12 Eylül ardışık kötü günler

20 yıl önce bugün. İnsanlık 21. Yüzyıla adım atarken dünyanın merkezi patladı. İkiz Kulelerin yok olduğu gün bu gün. Ne gündü ama! O gün o saatte nerde olduğumuzu ne yaptığımızı kesinkes hepimiz hatırlıyoruz. Bütün dünya hatırlıyor. Aniden. Mesela ben o gün taksideydim. Arabanın radyosu açık. Öylesine kulağıma gelen spikerin de heyecanla anlattığından olacak film tanıtımı yapıyor sandım önce. Şoför de büyük ihtimal öyle sandı. İki dakika sonra ikimiz de şoktaydık haliyle. Ben o şaşkınlıkla ne yaptığımı bilmiyorum. Bildiğim bir şey var: inanılacak bir haber değil (ne kadar tuhaf aslında bu olayın A.B.D ‘de olması dehşeti arttırıyor. Yoksa her gün dünyanın her tarafında bu olayı hiç de aratmayacak neler oluyor neler😨) Dediğim gibi ben o şaşkınlıkla İstanbul’da okuyan kızıma telefon etmişim ve hemen eve git dünya savaşı çıkacak galiba demişim.  Şimdi gülüyoruz tabii ay ne saçma laf diye… ama annelerin sizofrenik telaşelerini göz önüne alırsak böyle bir olayda dünya savaşı çıkacak saklan demeleri o kadar da komik bi şey değil yani... Olayı görenler bile inanamamış gördüklerine aynen benim duyduğum zaman kulaklarıma inanamadığım gibi.

11 Eylül Amerikan tarihindeki Amerikan topraklarında yapılan en ölümcül saldırı olarak tarihe geçti. Binlerce insan (3000 insan) ve kurtarmak için binaya tırmanan 400 itfaiyeci öldü. Günahsız binlerce insan. Bir fotoğraf var bugüne ait. Adam kuleden atlamış ve hızla çakılmaya gidiyor. Can havliyle bir ölümden diğerine dolu dizgin giderken. Bir ölümden diğerine böylesine gitmek de işte o yaşama içgüdüsü ile olan bi şey. Akıl dışı hayata tutunma içgüdüsü. Akıl işin içine girse nasılsa öleceğini kurtuluşun asla olmadığını bilir insan. “Düşen adam” fotoğrafı. Gerçek olamayacak kadar gerçek bir fotoğraf.

 20 yıl önce bugün 11 Eylül ve dünyanın felaket günlerinden biriydi. Hatırlamamak imkânsız. Hepimizin hafızasına mıh gibi çakılmış bir gün.

 Yarın 12 Eylül. Kendi tarihimizin aslında küçülen bu dünyada dünya tarihinin demek belki daha doğru aynen 11 Eylül gibi karanlık günlerinden biri. İnsanların katledildiği, idam edildiği, hapislere atılıp işkenceler gördüğü, kaybolduğu. Ruhlarının, kalplerinin ezildiği geleceklerinin yok edilip gençliklerinin bittiği gün. Utanç günü. Kim bilir kaç kişi ikiz kuleden kendini can havliyle atan adamın gözlerindeki o dehşete benzer anlar yaşadı? Ölümlerden ölüm beğenme dehşetini? Kaç kişi bu felaketin içine düştü ve yok oldu? Bu sene tam 41 yılı dolmuş bu kara günün. 

12 Eylül’de de gerçek olmayacak kadar gerçekler oldu. Hatırlamamak imkânsız. Hepimizin hafızasına mıh gibi çakılmış bir gün.

 Yıllar geçiyor günahsız insanlar terörle, savaşlarla, darbelerle ölmeye devam ediyorlar. 

Dünyanın hafızası, Türkiye’nin hafızası, insanlığın hafızası…😢

                                                                                                          Feride Cihan Göktan                           bu inanılmaz fotoğrafın çekim anı videosu /                                 11 eylül  2021                                   https://www.youtube.com/watch?v=SMDkvJRHaNM  

3 Eylül 2021 Cuma

KORONA GÜNLÜKLERİ 60

 

Korona Günlükleri  60 / yoksa siz hala aşı olmayanlardan mısınız?

 

Gitti gitti gitmedi,

Bitti bitti bitmedi.

Hatta tekrar hortlayacak gibi…

Baş belası Korona’dan söz ettiğimi herkes anladı.  

Gerçekten ne olacaksa olsun raddesine geldim kendi adıma. Nasıl bir kaostur bu?😨

Herkes bu konuda konuşuyor. Herkes bu konunun alimi olmuş. Ama kimse hiçbir şey de bilmiyor. Ne olacak bu işin sonu?

Yaklaşık iki aydan beri bu korona gidişatında bir tuhaflık var. Tuhaflık vefat sayılarının hızla artmasında. Tuhaflık var. Çünkü iki doz aşılanma oranı yüzde 60. Bu oran korona enfekte olanları da eklersek çok kötü bir oran değil. Avrupa aşılama ortalamasına yakın. Düz mantık nedir? Bu zamanlarda geçen seneye göre yoğun bakım ve vefat sayılarının daha düşük olması gerekir. Bakın, vaka sayısı demiyorum. Çünkü bu aşılandığınız halde yüzde yüz korona olmayacaksınız demek değil. Hastalanabilirsiniz ama yoğun bakım ve vefatları önlemede yüzde 90 üzerinde hatta yüzde 98 gibi oranlar bildiren çalışmalar var. (hem Sınovac için hem Biontech için )👍

Bu ne demek? Aşısını olanlar yoğun bakıma yatmayacak entübe olmayacak demek. Bu durumda hastaneye yatanlar ve üzülerek söylüyorum ki vefat edenler iki doz aşısını vurdurmayanlar olması gerek. Düz mantık böyle…

Şimdi sağlık bakanlığı verileri kesin kes bilgi vermeli: yoğun bakıma yatanların ve vefat edenlerin kaç tanesinin çift aşılı kaç tanesinin tek aşılı kaç tanesinin sinovac kaç tanesinin Biontech olduğu hakkında. Bu bilginin ciddi bir şekilde halka açıklanması gerekir. Yuvarlak cümlelerle değil resmi rakamlarla.  Çünkü sosyal medyada yalan yanlış bilgiler uçuşuyor. Aslında yüzde 60’ı aşılanmış bir toplumda vefat sayılarının böyle tırmanışı da aşılanmayanlar olsa bile yine de normal değil. Sürü bağışıklığı hiç gelişmiyor demek ki. Bu da biraz tuhaf.

Akla gelen bir sürü soru var: bu aşıların etkinliğinde bir problem mi var? Etkin olduğu bilimsel olarak kanıtlandı.  Bazı varyantlara etkili değil mi? Normalde bildiğim kadarı ile böyle bir salgın sonrasında daha çok beklenen varyantların şiddetinin giderek azalmasıdır. Kovid 19 da tersi oluyor. Olabilir. Çünkü Kovid 19 çok tuhaf bir virüs. Ve bu varyantların çoğalması çok tehlikeli görünüyor. Varyantlar neden olur? Virüs yayılmaya fırsat buldukça aşı ile dar bir alana sıkışsa bile şekil değiştirerek istilaya devam eder. Aşısız olanların bu nedenle aşılanması gerek.  

Ülke aşılılar ve aşısızlar diye ikiye ayrıldı şimdi. O kadar bir bilgi kirliliği o kadar bir karışıklık var ki bu iki grup birbirinden gittikçe daha kesin hatlarla ayrılmaya başladı. 😥

Oysa böyle bölünmek sadece virüsün işine yarar.🦠

Şimdi ortada bazı gerçekler var. Tartışılamaz gerçekler. Dünya aşı deneyimi en az 2 asırlık. 18.yüzyıl sonlarından başlıyor. Herkes biliyor ki yalnız insanları değil hayvanlarımıza da aşı yapıyoruz. Aşı sayesinde dünya salgın hastalıkların önünü kesti. Aşı karşıtları bu gerçeği nasıl göremez?

İkinci problem: aşı karşıtı fikir üreten doktorlar ve bilim adamları ve gazeteciler var. 🤢


Hem Türkiye’de ve hem de dünyada. Ben bir şey söylemek istiyorum. Bir öngörü: Bu sözü edilen kişilerin aşılarını yaptırmadıklarına inanmıyorum. Aşı karşıtlığını bence sadece dikkat çekmek ve piyasada isim yapmak için yapıyorlar. Başka türlüsünü düşünemiyorum çünkü. Aşı karşıtı olmak böyle bir salgında bu hastalıktan korkmamak yani ölmekten korkmamak demektir. Zaten şu an ölenler aşısızlar. Evet ölmeyi göze almış olabilirler kendi bilecekleri bir iş. Ancak burada tuhaf bir durum var: Bu varyasyonlar çeşitlendikçe aşılı olanlar da tehlikeye giriyor. Çünkü aşı yeni varyasyonlara  karşı korumayabilir. İşte o zaman aşılı olanlar da tehlikede. Ölmek istemeyenler de aşı olmayanlar yüzünden ölüm tehlikesi ile karşı karşıya gelecekler. Belki de ölecekler.

Böyle bir risk varken neden aşı olmuyoruz? Aşının yan etkileri diye bildiklerimiz aslında her yaptığımız şey, her aldığımız ilaç, her yapılan tıbbi müdahalede sözü edilen çok düşük oranda ihtimaller.

Ölüm riskinin bu kadar yüksek olduğu bir konuda basit bir aşıdan kaçmak öncelikle çok gülünç kalıyor. …

 

Bitti diyelim.

Gitti diyelim.

Bu kahrolası kovidi biz öldürelim.

Aşı olun lütfen …

                                                                                    Feride Cihan Göktan

                                                                                    4 eylül 2021