Feci'nin Blogu

29 Nisan 2021 Perşembe

KORONA GÜNLÜKLERİ 54.

 KORONA GÜNLÜKLERİ 54. 

Bu işte bir yanlışlık var… Gerçekten tam doğrusunu bilemediğim ama yapılanların da yanlış olduğu bence çok açık şeyler oluyor.

İlk önce şu tam kapanma olayı artık ne kadar tam bilemiyorum ama sokağa çıkma yasağı ardı ardına 17 gün. Yanlış. Hem de çok yanlış. Kapanma kararı öncesi “tam kapanma” önerileri her türlü çevreden geliyordu.  Avrupalı tam kapanma için devamlı protesto gösterileri düzenlerken bizim ülkemizde tam kapanmanın gerekli olduğunu söyleyen çevreler ve destekleyenler vardı. Evet nihayet tam kapanma dedikleri tabii ki asla tam olamayacak bir kapanma bugün başlıyor. Toplam 17 gün. İnanılmaz bir trafik😨. İstanbul ve İzmir boşalıyor. Böylece şehirlerarası virüs transferi başladı. İlk önce bu yanlış. Dediğim gibi bu virüsün gezmesine yol açıyor ayrıca gidilen tatil beldelerinin veya küçük yerleşim yerlerinin sağlık kapasitelerinin aşılmasına neden olacak. Yani gidenler de kendilerini tehlikeye atıyorlar. Bu gidişlerin engellenmesi tabii ki zorla olamaz. Ama vatandaşlarda da hiç sağduyu yok. Bu 17 gün bir bayram tatili değil. Bunu anlamak gerek.

Bu tam kapanma dedikleri 17 günlük yarım yamalak kapanma doğru bir karar değil. Şunu da söylemeliyim ki tam kapma (espri yaparak söylemem gerekirse her birimiz ağzımızı burnumuzu kapatıp kendimizi eve tıksak ve hiç kimse başını sokağa 17 gün çıkarmasa  bile)  çözüm  olmaz. Mutlaka bu kadar kalabalık ülkede yine bir yerlerden virüs fırlayacaktır. Zaten tam kapanma yani gerçekten tam kapanma olası bir şey değil bence. Bir süre virüs baskılanabilir sonra yine alevlenme. Bu kesin. (2020 Mart’ında pandemi başlangıcında  14 gün kapanma olabilseydi belki ama bence o da imkânsız hiçbir ülkede yapılamadı. Tek yöntem aşı. Aşı etkin ve hızlı bir şekilde yapılmazsa ister tam ister kısmı olsun sonuç vermez.

Valla yine söyleyeyim hep birlikte soğukkanlı bir şekilde çözüm bulmalıyız. Bu bir salgın. Hükümet verileri ve öngörüsüyle güven verici olmalı. Bu birinci kural. Mesela bu günlerde vefat eden vatandaşlarımızın yaş grupları ve eşlik eden hastalıkları var mıydı? Vefat edenlerin arasında aşısı tam olanlar olmayanlar detaylı olarak açıklanmalı. Şahsen benim aklımdaki soru synovac’ın yoğun bakım ve ölüm sayılarına denildiği kadar önleyici olup olmadığı? Bu soru bütün açıklığı ile cevaplanmalı. 

Muhalefet çevreleri de bu verilen rakamların 10 katı vefat var veya aynen Hindistan gibiyiz gibi felaketi daha ağırlaştırıcı söylemlerle panik ve umutsuzluğa neden olmamalı.

Her ülkenin kendi sosyoekonomik ve toplumsal şartları çok önemli. Biz Çin değiliz. Çin’de salgın kontrol altında. Ama nasıl? insanları eve kilitlediler. Bu nedenle açlıktan ölenler varmış. İsrail, İzmir nüfusu kadar bir yer. İnsanların yaşam standartları ve bilinç düzeyleri çok yüksek. İsveç mesela hiçbir yasak getirmemiş. Sadece Maske/Mesafe/hijyen ve tabii ki aşı …. Avustralya salgının başından beri sadece 900 kişi vefat etmiş. Uzak bir köşede izole bir ülke olmasının avantajı. Tabii ki daha katmanlı nedenler vardır. Her ülkenin şartları kendine göre…

Şimdi bu 17 günlük kapanmayı yaşayacağız. Sokağa çıkmanın böyle kısıtlanması çok yanlış. Deniz kenarlarının, parkların, geniş alanların sosyal mesafe korunarak en azından belli saatlerde açılması gerekirdi.
İşe gitmek mecburiyetinde olan memur ve işçilerin şimdiye kadar aşılanması gerekirdi.

Kısmi çalışma düzenine geçen özel sektörün sıkı kontrolü ve işçilerinin haklarını gasp edenlerin de cezalandırılması gerek.

Ha bir de içki yasağı… nasıl yani? Türkiye’de en sık sorulan soru bu. Neden?❓ Tam tersine gördüğüm kadarıyla içki kullanmayan insanlar bile inadına alkolik olacak.😂Yazık değil mi bir toplumun karaciğer sağlığını  böyle nedensiz tehlikeye atmaya?

Valla hepimizin herkesin aklını başına alması gerek. Tartışarak, ikna ederek ve akılcı yöntemlerle bu işin altından kalkabiliriz. Başka türlü hepimiz altında kalacağız.

                                                                                                               Feride Cihan Göktan

                                                                                                                29 nisan 2021 

24 Nisan 2021 Cumartesi

KORONA GÜNLÜKLERİ 53

 KORONA GÜNLÜKLERİ 53 /

Geçen gün yardımcımla konuşuyoruz.  Malum konu. Ne olacak bu işin sonu? O da Kovid 19 mağdurlarından biri. Kovitin ilk zamanlarında çoğu kişi eve insan sokmadığından ve bunun üç kuruşluk bedelini de ödemediklerinden (ki bazı ev sahipleri verdi onları tenzih ederek söylüyorum) ve ne zamandır ayrıca Cumartesi /Pazar sokağa çıkma yasakları nedeniyle zaten kısıtlı geliri kısıtlamalar nedeniyle daha da kısıtlandı. Yapacak bir şey yok deyip karnını doyurduğuna ve sağlıklı olduğuna şükrediyor zaten.  Ne yapsın?🤔

 Ama diyor dokunaklı bir sesle neler oluyor bir bilsen? Merakla neler olduğunu soruyorum:

“Kısa çalışma ödeneği alanlar perişan. Değişen hiçbir şey yok. Eskisinden daha çok çalışıyorlar şimdi”.

“Nasıl yani?” diyorum.

Bu “nasıl yani” lafı bizim gibi şeffaf olmayan, kapalı kapılar ardında bin oyunun çevrildiği, cezaların da yeterince uygulanmadığı ülkelerde en sık sorulan sorudur. Nasıl yani?😯

“İşveren kısmi çalışmaya geçtiğini bildiriyor. Devlet kısa çalışma ödeneğini veriyor. Ama işçi yine tam gün çalışmaya devam. Yani patronlar çok karlı çıktı bu pandemide.”

“e şikayet etsinler?”

“Nasıl etsinler, sonra işten atarlar. Dışarıda sürüyle işsiz var”

Korona ekonomisinin karanlık ve çirkin yüzleri. 🤢

22 Nisan 2021de  iki üç gün önce arkadaşım Şükrü Boylu face sayfasına şunu yazmış. Hiç değiştirmeden aynen aşağıya aldım. (Kendisinden korona günlüğü için izin almıştım)

İnsanların geleceksizliğinden, iş bulamamanın kalıcılığından, çaresizliğinden KAZANÇ sağlayabilmeyi düşünen, uygulayan ve ortaya çıktığında pişkince savunan bireyi var eden koşullar; çürüme ve çöküşün belgesidir. Krizi fırsata çevirme kültürünün kemiklere işlediği üst durak. Tüketim nesnesi artık insan ve yabancılaştığı tüm değerler. Bu çukurdan çıkış var diyenlere sonsuz saygılar. 
Şükrü Boylu 22 nisan

                                                                                                

Sadece korona değil, 

Şükrü’nün dediği gibi bir de “korona fırsatçıları ”var

Kovid 19  kadar tehlikeli.😥

Gerçekten bu çukurdan nasıl çıkacağız?

                                                                                       
                                                                                                     Feride Cihan Göktan 

                                                                                                        24 / Nisan / 2021 

 

14 Nisan 2021 Çarşamba

KORANA GÜNLÜKLERİ 52

 KORANA GÜNLÜKLERİ 52   Şu FECİ  Grafikler 

Dün bir arkadaşım  face bağlantısında bir grafik yayınlamış ve şöyle yazmış

"Farkında mısınız; üzerimize doğru büyük bir çığ geliyor... Ya tam kapanma kararı alınacak ya da çığın altında kalacağız... Bir milyon kişi başına yeni vaka sayısı açısından açık ara ilk sıradayız; dünyada..".

Evet gerçekten çığ geliyor ve altında kalabiliriz.

Daha iki gün önce ramazan ayı girmeden bir gün öncesi. Akşam yemeği için yakınımdaki bir balıkçıya sipariş vereyim diye girdim. Bir de ne göreyim içerisi tıklım tıklım. Rakılar, balık ve canlı müzik.. Ve birlikte kahkahalarla şarkı söyleyen içicice geçmiş gruplar… Allah sizi inandırsın saat 5.. akşamüstü 5 Ne zaman geldiniz ne zaman çakır keyif oldunuz! Ben bütün bunları düşünürken ve hayretler içinde bakarken nasıl ya demişim kendi kendime. Şaşkınlığımdan yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki sipariş alan adamcağız “Bugün son gün. yarın kapanacağız ramazan da başlayacak.. Son gün diye acısını çıkartıyorlar dedi.” Adamın yüzüne bakakaldım. Acısını mı? neyin acısını? Korona her yeri acıya buladı. Acısını bu geri zekalılar mı çıkaracak?(tabii ki içimden dedim kızgınlıkla😡)

Bu felaket grafikleri sadece çizgisel bir eğri veya zikzaklar değildir. Her bir mikro noktacığında bir insan ya can çekişiyor ya da ölüyor. O insan içimizden biriydi ve ölmeye devam ediyoruz. Aklımızı başımıza toplama zamanı diyeceğim ama sanki treni kaçırdık gibi bir huzursuzluk var içimde. İnşallah yanılıyorumdur ve inşallah bu yukarıya yukarıya giden çizgiler aşağıya aşağıya gitmeye başlar.

İki günden beri yeni kısıtlamalar geldi. Tam kapanma değil. Kısmi kapanma. Tamamdır. Ama tamam olmayan sorular var aklımda ve bu sorular❓ kısmen cevaplandı. Yine de huzursuzum. Şöyle ki 65 yaş üstü ve sağlık çalışanların tamamı aşılandı ve üzerinden 2 haftalık bir süre geçti. Sağlık bakanımız 65 yaş üstü vefat sayıları ve yoğun bakım sayılarının düştüğünü ancak net olarak irdelemeden açıkladı. Evet 65 yaş üstü vefat sayıları mantıken de düşmüş olmalı. Ancak ciddi bir oranda düşme olmalı. (Çünkü sinovac ölüm oranlarını ve yoğun bakım yatışlarını yüzde 80/90 önlüyor dendi. Hatta DSÖ de bunu beyan etti. (mart- 2021) İngiliz mutantına karşı koruması benzer oranlarda yüksek ancak Güney Afrika mutantına karşı düşük diye yazıldı çizildi. E şimdi bu soruların cevaplanması gerek?

1. istatiksel olarak bu vefat sayıları ile sinovac’ın koruyuculuk oranları örtüşüyor mu? (ben bu konunun uzmanı değilim. Ama anlaşılır şekilde bunun anlatılması gerek) bu çok belirgin bir düşüş değil çünkü)

2. Madem 65 yaş aşılandı neden yine kendilerini koruyarak diğer herkes gibi sokağa çıkma özgürlüğüne sahip değiller. Yani aşılanmış bir birey aşılanmamış bir bireyden her halükarda daha korunaklıdır. Virüs taşıyabilir ama herkes taşıyabilir. 65 yaş üstü daha çok virüs taşıyor diye bir şey yok... (Toplu taşıt araçlarına kalabalık yapmaması açısından binmemeleri belki akla uydurulabilir. Ancak 65 yaş altı olup hiç işi gücü olmayan bir sürü insan gezip dururken bu da vicdanı rahatsız ediyor)😢

3.Aşı olmayanların oranı yüzde 25.çok ciddi bir oran bu. Bu vefat eden 65 yaş üstü vatandaşlarımızın aşılı olan ve olmayanların sayısı da verilmeli. Bu da çok önemli. Aşı zorla yapılamaz ama her şey açıklıkla anlatılırsa eminim bu oran oldukça azalır.

Bu bir topyekûn savaş hali. Geldiğimiz nokta pek iç açıcı değil. Birbirimizi suçlayarak bu işin altından kalkılması çok güç. Hatta dediğim gibi treni kaçırdık mı acaba diye çok endişeliyim.🙄

Bakın iletişim çağını yaşıyoruz. Herkes her şeyden er veya geç haberdar oluyor. Bu arada bir sürü yalan yanlış haberler dönüyor. Gerçekler açıklıkla söylenmeden olmaz. TV de herkes konuşuyor.🤢 Boş konuşmalar. Sağlık Bakanı’na veya bilim kurulu üyesine Ahmet Hakan’ın veya bir başka gazetecinin hep aynı soruları sormasıyla insanlar aydınlanmaz. . Sağlık Bakanı’na bu işin içinde olan bilimsel verileri irdeleyebilecek yetkin biri sorması gerek. En muhalif olan ile en taraf olan bilim adamlarının oturup bilimsel verilerle birlikte tartışıp bu belaya bir çözüm bulmaları gerekir.

Biz en iyisiyiz. Yok siz beceremiyorsunuz … Bu iki söylem bir girdaba girmiş topaç gibi döndükçe dönüyor. Ancak İyiye gitmiyoruz. Hep birlikte savaşmalıyız. Dediğim gibi çığ geliyor hatta neredeyse geldi... Hep birlikte altında kalacağız.😨

Çok geç olmadan aklımızı başımıza toplama zamanı ….
Maske Mesafe Hijyen … Bu tamam da
Açıklık… Gerçekler… Ve Dayanışma …
Bu top yekûn bir savaş.
Başka türlü olmaz. Başka Türlü Olmaz ...

                                                                                                                Feride Cihan Göktan
                                                                                                                 14 Nisan 2021 
                                                                                                                





9 Nisan 2021 Cuma

KORONA GÜNLÜKLERİ 51

 

           KORONA GÜNLÜKLERİ 51 / Bir soru ? 

Korona azdı.😱 Virüsler saçıldı. Boğuluyoruz. Dün vefat sayısı 276  idi. Bu durum dalganın boyumuzu aşmaya başlamasıdır. Bütün bu rakamları hepimiz biliyoruz. Her gün çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Hatta hasta ve ölüm sayılarının bu verilen rakamların çok daha üstünde olduğu ve gerçeklerin saklandığını yazanlar da var. Yani ortada bildiğimiz veya bilmediğimiz bir gerçek var. Herkesin birbirinden haberdar olduğu bu iletişim döneminde ve üstelik herkesin gözü önünde cereyan eden bu kadar gürültülü bir olayda rakamsal veriler ne kadar ve kaç gün saklanabilir ki? Üç aşağı beş yukarıdır o kadar.  Evet durum vahim. Daha vahim olması bu vahameti zaten değiştirmiyor.

Dün vefat sayısı 300’e ulaştı. Tarih 7 Nisan. Bu korona illetinde vefat sayısı ve yoğun bakım sayısı çok önemli tabii ki.  Dün bir arkadaşım bir ileti paylaşmış. "Bir üniversite hastanesinde tüm hasta yataklarının dolu. Ve hastaların çoğu 65 yaş üzeri diye". Şimdi bu ileti çok önemli. Ben olaya rasyonel  bakmam gerektiğini düşündüğüm için bu haber doğru olamaz dedim. 65 yaş ikinci aşı tamamlandı. bildiğime göre aradan iki hafta geçti. Bu Sinovac aşısı yoğun bakım ihtiyacını  büyük oranda ortadan kaldırıyor, ölüm oranının da yüzde 90’a yakın engelliyor diye bilimsel yazılar okuduk. Üstelik DSÖ bütün aşıların mutasyonlara da etkili olduğunu açıkladı. Hatta Synovac için Brezilya mutasyonuna karşı net belli değil ancak İngiliz mutasyonunu önemli bir şekilde engelliyor diye yazıldı çizildi. E şimdi bu ne lahana bu ne turşu? Bu yoğun bakımların labelep dolması tedbirsiz hayatlarımız nedeniyle virüsün arsızca yayılmasından ve aşının da toplumsal bağışıklık için yeteri orana ulaşmamasından olabilir ama hastaların çoğunun 65 yaş üstünde olması çok düşündürücü. Mantıken de kabul edilemez. Şimdi bakıyorum iki günden beri TV de herkes konuşuyor. Hükümet yetkilileri veya karşıtları…Bilim adamları dahil biri kalkıp da 65 yaş üstü kaç hasta koronadan vefat etti, 65 yaş üstü kaç hasta yoğun bakımda bilgisini vermiyor... Bu çok önemli bir soru…  Eğer dün o gördüğüm ileti doğru ise yani şu günlerde yoğun bakım hastalarının çoğu 65 yaş üstü ve yoğun bakımlar tıklım tıklım bu hastalarla  dolu ise bu işte bir yanlışlık var: Çünkü 65 yaş aşılanması bitti ve üzerinden 15 gün geçti.

Uzmanların şunu açıklaması gerek: Bu ölüm ve yoğun bakım oranlarında 65 yaş üstü sayısı kaçtır?  Çünkü bu aşının ve bilimin güvenilirliği için gerekli. İlk önce bunun konuşulması gerek.

Ben okuduğum bu iletiye inanmadım mesela. Ki eğer doğru ise bu felakete doğru gidiyoruz demektir. Yalnız biz değil hepimiz, bütün dünya… Aşı korumuyor demektir. Bilimsel veriler yanlış demektir. Bu çok önemli sorunun cevaplanması gerek. Hiç kimse bu konuda bir şey söylemezse tabii ki böyle panik yaratan iletiler olacaktır.

Rasyonel olarak bu aşılama kampanyasından sonra 65 yaş üstü vefatlarının ilk iki dalga ile karşılaştırıldığında oldukça az olması gerektiğini düşünüyorsunuz ancak o kadar güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki  aklınızın bir köşesinde acaba kalıyor.😥

Özetle bu yükselen hasta sayısı ve vefatlarda 65 yaş üstü sayılarının  acilen  verilmesi gerekir.

                                                                                                       Feride Cihan Göktan

                                                                                                           9 Nisan 2021

4 Nisan 2021 Pazar

KORONA GÜNLÜKLERİ 50

KORONA GÜNlÜKLERİ 50 / yeniden..😥.
Umutlandık. Aşılar geldi, geliyor, hasta sayısı düşüyor, geçiyor, atlatacağız dedik. Şu geçtiğimiz 2020 Mart’ından beri bir yıllık travmatik dönemi yaralı bereli neredeyse atlatıyoruz umuduna hatta sevincine kapılmıştık. Ama ne yazık ki (döndüm baktım valla) 47. Korona günlüğünde çekine çekine söylediğim bu normalleşmeye geçiyoruz diye seviniyoruz da umarım  bu filmin arası değildir diye korkarak yazmışım.. Evet aynen öyle oldu. Film daha bitmemiş. İkinci yarı daha da kâbus olarak geldi. Bazılarına göre 1. Dalganın üçüncü pikiymiş bu yeni gelen. Bazılarına göre de 3. dalga. İngiliz mutantı. Evet şimdi yine bir fırtınanın içindeyiz. Şimdi daha yorgun, daha hüzünlü ve daha çok korkmuş olarak.

Herkes birbirine aynı soruyu soruyor: ne olacak bu işin sonu? Kimse cevabını veremiyor. Salgının ilk zamanlarındaki belirsizlik daha da şiddetlenerek halen devam ediyor. Bu belirsizlik anksiyetesinin ana nedeni tabii ki ölüm korkusu.😱 Çünkü ucunda ölüm var. Kısıtlanmış hayatlarımızda Allah’ın her günü sosyal medyada defalarca başsağlığı ve rahmet dilediğimiz böyle bir dönemi ilk defa yaşıyoruz. Allah rahmet eylesin. Işıklar içinde uyusun. Sevenlerine sabır. Hep böyle yazdık.  Ruhlarımız çöktü resmen Ölümün hiç beklenmedik bir şekilde durup dururken geldiğine hemen her gün tanık olduk. Korana adıyla ağzı köpürerek azgınca insanların arasına dalıp bazılarını ezip geçen bazlarını yaralayan bu kontrolsüzce koşturan   vahşi atlar arasında kalmışız gibi. Bütün dünya kolektif olarak aynı zaman diliminde yaşam ve ölüm ikilisini deneyimledi. Oysa bugüne kadar ölümün yok sayıldığı bir dünyada güle oynaya kâh koşturarak kah yarışarak yaşıyorduk. Hani derler ya dünyanın kaç  bucak olduğunu öğrendik korona ile...  O halde bu koşuşturma, bu hırs, bu gürültü niye? Bugünlerde birçok kanaldan hayatın/ ölümün anlamı, ölümün de yaşamın bir parçası olduğunu hatırlatır yayınlar, felsefe toplantıları ve sohbetler yapılıyor. Her şeyin zıttı ile birlikte anlam kazandığı ve hayatımızı düzenlerken bu zıtlıkların dengesini bulmamız gerektiği. Her zaman anlatılıyor, yazılıyordu.  Ama şimdilerde daha çok anlatılıyor ve eskiden olmadığı kadar çok dinleniyor.

Belirsizlik …Hepimizi çok rahatsız eden belirsizlik.  Aslında hayatın gerçeği tam da bu belirsizlik üzerinedir. Bunun üzerine özlü sözler de vardır. Sen planlarını yapıyorken hayat da kendi planlarını yapar. Bugün varız yarın yokuz. Hayat sürprizlerle doludur. Vs. Vs. Dilimize pelesenk olmuş ama asla inanmak istemeyip hep kendi kontrollümüzde olduğunu sandığımız hayat… İşte her şeyin nasıl da alt üst olduğunu gördük. Ne çalışma hayatımızın düzeni kaldı ne sosyal hayatımızın ne özelimizin. Hallaç pamuğu gibi attı hepimizi.

Bu bir travmadır. Kişisel ve toplumsal bir travma. Akut etkileri vardır, uzun dönem etkileri vardır. Bu etkiler istenmeyen ve tahripkâr olabilir. Bunları hep birlikte görüyoruz ve daha göreceğiz. Ölüm ve ölüm korkusu en yıkıcı olanı tabii ki.

Ancak istenemeyen tahripkâr etkileri yanında bu travmadan öğreneceğimiz bizi kendimize getiren belki de daha bilinçli daha güzel yaşamamıza neden olacak bir şeyler de öğrendik, daha da öğreneceğiz… ne dersiniz? 💖

                                                                                                           Feride Cihan Göktan

                                                                                                                  4. Nisan .2021