Ben fesat mıyım?
Ya ben çok mu fesadım? Haksızlık mı ediyorum? Bilmediğim bir şey mi
var? Lütfen söyleyin. Valla kaç gündür çatlayacağım artık buraya yazmak
zorundayım. Gerçekten fesatlık yapıyorsam veya yanlış biliyorsam beni uyarın da
kendimle yüzleşeyim.🙄
Evet bugün Tasarruf Paketi açıklandı. Güzel.
Hepsine eyvallah. “İtibardan tasarruf olmaz “diyen bir devlet aklına
veya “devletin malı deniz yemeyen domuz” diyen bir vatandaş zihniyetine tasarruf edeceğiz demek devrimsel bir eylem.😂 Gerçi bu
akıllı cümlenin dile getirilişi çok geç oldu gibi. insana sorarlar bugüne kadar
aklınız neredeydi diye? Önce bunu
vurgulayayım. Yine de şükür.🙏
Şimdi neden ben fesat mıyım yoksa bilmediğim bir şey mi var
diye sizlere sorduğumu yazayım. Evet son günlerde hatta neredeyse 7 / 8 aydır enflasyon
gemi azıya almış gidiyor.👺 Hepimiz bu
canavarın pençesine düştük. Bazılarımızı yedi bitirdi. TV'de , gazetelerde
herkes soruyor neden böyle olduk? Cevap hazır: Pandemi ve deprem. Herkes hemfikir. Tamam
pandemi 😥 bütün dünya
ekonomisini etkiledi. Ama en çok bizi.
Bu bir gerçek. Burada da bir problem
yok. Çünkü gerçekten bizim ülkemiz pandemiden paçayı sıyırırken bir de asrın felaketi (tabii ki bu doğal felakette bir o kadar da ahlaksal felaket vardı ) ile karşılaştı. Depremin boyutlarını etkileyen ahlaksal felaketi ve rant ekonomisini şimdilik geçelim). Okey.
Bu da tamam . İyi de şimdi herkes politikacısından tut
gazetecisine kadar muhalefet dahil
hatta iktidar tarafından bile EYT’nin maliyetinden bahsediyorlar. İnanamıyorum. Evet EYT’nin bu bütçeye maliyeti çok yüksek.(internet bilgilerine göre inanılmayacak kadar
yüksek ) peki bu EYT ne zaman kanunlaştı?
2023 mart ayında. Yani o korkunç
deprem felaketinden sonra…Önce değil. sonra Mecliste
büyük çoğunlukla kabul edildi. Deprem inanılmaz yıkıcı olmuş. Dünyadan çeşitli
yardımlar gelmiş. Büyük bir yıkım.
Pandemiden çıkmışız zaten ülkenin
gideri gelirinden fazla. Üstüne büyük bir felaket ve meclis bütçeye çok büyük bir yük olacak EYT’yi çıkarıyor. Bu
nasıl bir şey? Seçime gidecekler diye o milletvekili koltukları için zaten
delinmiş hırpalanmış bütçe torbasına bir el daha ateş ediyorlar.
Gerçekten kimse kalkıp da şimdi EYT’nin maliyetinden bahsediyorsunuz bunu neden daha önce düşünmediniz ey buna destek verenler diye sormuyor? ❓ Deprem 2023 şubat 6 ‘da EYT 2023 mart sonu.. şimdi bu EYT’ye kimler evet dediyse tek tek hesap vermeli? Geri zekalı mı, Düşman mı? Yoksa menfaat peşinde mi? En olası olan tabii ki menfaattarı… o küçük hesapları. Milletvekili olacak ya.. Millet aç kalabilir o milletin vekili olsun hele..
tekrar ediyorum : hiç kimse bu EYT'yi kimler onayladı? Meclisten nasıl geçti, diye sormuyor. Ben sıradan vatandaş olarak soruyorum şimdi? Kimler bu kanunu meclısten geçirdi? iktidarı ve muhalefetiyle... tek tek hesap vermeliler.
Ya söyleyin şimdi ben fesat mıyım yoksa bilmediğim bir şey mi var?
feride cihan göktan
2024 / mayıs
Neval Es Saddafi ve
Sıfır Noktasındaki Kadın
Kitap tartışması
Ve bu konunun yani kadının nasıl aşağılandığının Afrika gibi
bir coğrafyada geçmesi bence de kurgunun gerçek ağırlıklı olmasını ve daha da
ileri gidersem “gerçeğin kendisi” olmasını gerektirir. O coğrafyalarda hepimiz biliyoruz ki kadın
-erkek ilişkileri en çok kadın açısından sert ve acıtıcı. Yoksulluk cehalet ve
din baskısı birlikte olunca çok fena ..😱
(En ileri toplumlarda bile görece daha iyi ama hala kadın açısından hep
dezavantajlı) bunu hepimiz kabul ediyoruz değil mi? Kısaca Ataerkil bir dünyada
yaşıyoruz.😥
Çok samimi bir sohbet olmuş. Önce söylemeliyim ki bu
samimiyet bir fikrin veya bir kitabın tartışmasında çok önemli.🙏
Erkek arkadaşlarımızın kadın arkadaşlarımızdan yazarın
sadece cinselliği ön plana çıkardığı konusunda farklı düşünmeleri bana çok
doğal geldi. Evet zaten böyle olmalı... kadın cinsiyetinin insana ne kadar bela
olduğunu biz kadınlar bebeklikten beri biliriz. Dediğim gibi özellikle
yoksulluk cahillik ve din baskısı birlikteyse biliyorsunuz doğuda hastaya kaç
çocuğun var derler sadece erkek çocukların sayısı söylenir. (Doğu hizmeti
yapanlar bunu bilir) kız bebek doğunca baba eve gelmez.😥 Yas ilan edilir. Kız çocukları
ve kadınların nasıl insan bile sayılmadıklarını biz hekimler çalışma
ortamlarında doğrudan gördük. Ve bütün hayatların cinsellik üzerine / cinsel
ayırımcılık üzerine konuşlandığını her gün gazetelerde, polikliniklerimizde,
televizyonda görüyoruz.
Fatih toplantıda şöyle diyordu: Firdevs ezilmeye, İslamiyet’e,
kapitalizme karşı çıkmıyor da sadece tek problem cinsellikmiş gibi….🙄
Peki ben şöyle desem: aslında Firdevs cinselliği üzerine kendi bildiği gibi hayatına meydan okurken ve
hatta onun üzerinden para kazanmaya çalışması İslamiyet’e, kapitalizme,
ezilmeye karşı çıkmak değil mi? Mısır’da
yaşayan annesi babası cahil yoksul ve çaresiz bir kadın nasıl karşı çıkabilir başka?
Bu kadın bu şartlarda psikiyatrist olabilir mi?(Bunu da Alper’e söylüyorum.)🙃
Erkek arkadaşlarımız aslında bütün bunları eminim bizlerden
daha iyi biliyorlar ama düşünsel olarak ve mantık olarak fikir yürütüyorlar
işte bir kadın gibi hissetmedikleri için.
Oysa toplantıdaki kadın arkadaşlar tam tersine ortak olarak Firdevs taraftarı
olması rastlantı değil. sadece kadın gibi hissettikleri için. Bu dünya düzenini kadın veya erkek olarak
farklı duyumsamak çok normal. Bizleri de erkek hissiyatından ayırt ediyor.
Düşünce olarak tabii ki onlar da bizim gibi düşünüyorlar ama
bu sohbetteki çatışma kadınların bebeklikten itibaren hissettikleri o cinsiyet
ayırımının acısı. En modern toplumlarda bile bu böyle. Değil ki Mısır’da eski tarihlerde kadınların
sünnet olduğu bir yerde.😥
Erkek arkadaşlarımız
düşünsel ve mantıksal olarak ve bu kadar kitap okumuş yazmış bir
entelektüel olarak tabii kJ feministler.🙏
Ama işte bebeklikten itibaren hissetmek bunu içselleştirmek farklı bir
şey. Duygusal bir fark aramızdaki. Erkek
olmak ve kadın olmak farkı. O da çok
normal zaten.
Kısaca ben de duygusal olarak Gönül ve Nilüfer’in
tarafındayım.😀 Dolayısı ile Firdevs ve Neval es Saddafi tarafındayım. İyi ki bu
dünyadan Neval Es Saddafi geçmiş. Kadınlar için mücadele etmiş. Yazdığı bu
kitap edebiyat tadı bırakmasa da kadının mezalimi için çığlık atmış. Yeter.
Yeter de artar bile.🙏 Kitaplar sadece edebiyat zevki almak için değildir.
Not. Tabii ki kadınlar, bu sohbete katılan okumuş yazmış ve
vicdanlı erkek arkadaşlarımız ve benzerlerinin yardımıyla özgürleşecek. Ona
şüphe yok.
Aslında kadın her yönü ile özgürleştiğinde herkes
özgürleşecek.🌹
Feride Cihan Göktan
Eskişehir.... Adı üzerinde çok eski bir şehir. MÖ 14.yüzyıl Hititler ile başlamış yolculuğuna. O kadar eski ve ama hep yenilenen. Pırıl pırıl tertemiz ve capcanlı renkleri ile hiç de yaşlanmamış gibi. Hiç kimse ona eski diyemez. Ancak eski.😲 Aynen Eskişehir yolculuğuna çıkan bizler gibi. Neredeyse antik dönemden kalma ama hep yenilenen ve yeni capcanlı arkadaşlıklarımız. Şehir de ve yolcuları da eski ama hep genç.😍
Eskişehir demek yeşil renk demek sanki. Her yer yeşil. Yeşilin her tonu.🌳🌴 Yapraklarının hışırtısıyla aniden beliriveren yağmur damlaları yeşili daha da parlaklaştırıp hızlıca düşmeye başlayınca koşuşturan insanlara katıldık bizde. Yeşil zengini şehirlerde yağmur da genelde güzel yağar haliyle. Hem yeşil zengini hem korunmuş tarihi ile göz kamaştırıcı. Çok eskiden ta Osmanlı’dan kalmış kocaman bir mahallesi ve evleri var mesela. Ve mükemmel korunmuş.🙏 Odunpazarı. Renk renk iki katlı küçük pencereli evler. Şimdiki gökdelenlerle karşılaştırıldığında ne kadar insancıl ve ruhumuza yakın. Bu eski muhteşemliğin içinde iki üç adım sonra sola doğru baktığınızda
hayretler içinde kocaman modern bir mimariyle karşılaşma anı. Modern Müze. OMM olarak isimlendirilmiş. (Odunpazarı Modern Müze). Fotoğraf mı çeksem oturup uzun uzun baksam mı bilemedim. Tabii ki bu güzellikleri bellemek ve doyasıya hissetmek için zaman çok kısa. Sadece bu Odun Pazarı bölgesi ve müzesi için bir gün ayırmak gerek.Eskişehir’de gördüğüm ve
göremediğim güzellikler daha çok tabii ki…Hele bir de mutfak var. Ben mutfağa
pek meraklı olmadığımdan sadece çibörek yedim. Balaban köftesi varmış meşhur.
Ve daha birçok. Tadanlar bilir. Çibörek de güzeldi valla. Üç taneyi zor yerim
derken beş tane yemişim🙄.
Tabii ki bu kadar keyifli bir
gezi için sadece şehrin güzelliği değil yolcuların da keyifli uyumu çok önemli.
Hele eski arkadaşlıklar, o eski anılar da bu güzel şehre ve keyifli uyuma karışınca
harika bir şey oluyor. Zaman denilen o hızlı tren sanki yavaşlıyor ve
güzellikleri daha çok görüyor gibi oluyorsunuz💖
Eski arkadaşlarınızla Eskişehir’e
gidiniz. Böylece zamanı yavaşlatın ve güzelleştirin derim.😀
7 mayıs 2024
not. yandaki fotoğraf için kız kardeşim renkleri ile oynanmış bunun, gerçek olamaz dedi.... ama gerçek😘
not 2. fotoğraflar: Münevver Akıllı, Güray Çokak ve Zerrin Öğretmen
not 3 çiğ börek mi çi börek mi? Eskişehir’e göç eden Kırım Türklerinin geleneksel aşı olan ve Tatar dilinde ’nefis, güzel’ anlamındaki ’çi’ adıyla yapılan börektir. ğ "kesinlikle" yok.