Foça Selinde İki
Cinayet.
Foça bir balıkçı kasabası diye
tanımlanan bir sahil ilçesi. Yeni Foça, Foça’ya bağlı bir mahalle. Ancak devasa
şehirleşmesiyle (nasıl bir şehirleşme ise!) “Foça’nın mahallesi” tanımının çok ötesine geçmiş bir
yerleşim yeri. Yine benzer şekilde Bağarası, Gerenköy gibi yakın zamana kadar
nehirleri, ağaçları, çiçekleri ve tarihi kalıntıları ile gezginlerin uğrak yeri
olan bu beldeler de artık katlanmış binalar ve tuhaf villalar ile dolu. Yol
Eski Foça’ya ayrıldıktan sonra görüyorsunuz zaten bu mütevazı yol üzerindeki
devasa şehirleşmeyi. Binlerce yıllık tarihin, Gediz Nehri’nin coşkulu dereleri ve nehir yollarının
üzerinde bir rant kavgası alabildiğine devam ediyor. Bu kadar hızlı bir
gelişmede zaten hesap kitap olmaz, olamaz. Geçmişe de bakılmıyor, geleceğe de…
Önemli olan günü kurtarmak.
Bu sözüm ona gittikçe büyüyen ve yeni
yerleşim yerleri ile iştahları kabartan bu küçük ilçede geçen hafta çok fena
bir şey oldu. Saatte metrekareye 150 kilo yağış Foça’yı ve çevreyi yerle bir
etti. Deniz ve dağ birleşti. Daha da kötüsü bir vatandaşımız taşan derede
sürüklendi ve ne yazık ki cansız bedeni üç gün sonra bulundu. Bu çok üzücü ve
son derece de yıkıcı, can yakıcı olayın yaraları sarılmaya çalışılırken bugün
başka bir vatandaşımız İlkin Bozöyük’ün
sel sularının altında kalan bedeninin dayanamadığını ve hastanede vefat
ettiğini öğrendik. Asla telafisi mümkün olmayacak yitip giden iki candan
bahsediyoruz. Tabii ki bu vahim olayın yanında bitkiler, çiçekler, hayvanlar
gibi her türlü canlı da telef oldu. Maddi zararları artık boş verin. Kısaca
korkunç bir olay oldu. Şimdi bunların hesabını kim verecek?
. Bakarsanız herkes suçsuz. Hiç kimse
üzerine suç almıyor. Devlet suçsuz o belediyeyi işaret ediyor. Belediye
suçsuzum, elimden geleni yaptım, yardım istiyorum diyor. Vatandaş zaten her zamanki gibi suçsuz.
Yaptığı tek şey ucuz bir siyasetle karşı partiyi suçlamak.. Hatta öyle ki sosyal medyada, oh olsun iyi oldu, diye bir ileti okudum. Ancak şurası gerçek ki gittikçe artacak olan
iklim krizi ve doğal felaketlere birbirimizi suçlayarak engel olamayız.
Fırtına, sel, deprem, yangın hangi partidensin hangi millettensin veya kime oy
verdin diye sormuyor. Üstelik hükümetler devlete ve millete hizmet için var.
Bir de sadece "geçmiş olsun, çok üzgünüm,
Tanrı’nın takdiri" diyen hiç çözüm üretmeden kendi sorumluluğunu kabul etmeden kaderci
Foçalılarımız var.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerek.
Yine böyle eğri konuşmaya böyle bükülüp takım tutar gibi taraf olursak başımıza
daha çok şey gelecek. İktidar mı, muhalefet m? e peki biz vatandaşların,
bizlerin hiç suçu yok mu? Belediye sahile sık aralıklarla çöp kovası koymuş.
Her gün sahil boyunu ve çöp bidonlarını temizlemeye çalışıyorlar. Ama
vatandaşlarımız sigarasını pipetini şisesini ne pisliği varsa hepsini sokağa
veya plajın içine veya denize atıyor. Ayrıca ev sahibi olanlar da bahçelerine
yer kazanmak için suyollarını değiştirmişler veya iptal etmişler veya bahçesine
istediği gibi duvar örüyor.. Hiçbir denetim yok kural yok, ceza yok. Acayip
plansız programsız bir şehirleşme. Eski Foça neyse ki sit alanı olduğundan en
azından görünür bir yeni yapılaşma yok. Ama o küçücük yere yeni devasa binalar
yapamadıklarının intikamını alır gibi Yeni Foça ve diğer beldelerde neredeyse
gökdelenler yapılacak. (Bu ülkede Çevre ve İklim Bakanlığı var.(!)
İşte rant uğruna hunharca doğayı katledip dere yollarını
değiştirip bazı göletleri kapatırsanız o da kendini ne yazık ki böyle savunur.
Ne kadar engellerseniz engelleyin o su yine akar ve bildiği yolu bulur.
Bu küçücük yerleşim yerinde bu felaketin sorumlusu kim?
Bu iki kişinin göz göre göre ölümü kader midir? Sadece bir doğa felaketi
midir? 1.5 yıldan beri görevde olan
belediye başkanını tek sorumlu olarak ilan etmek kolaycılıktır. Bu kolaycılıkla
hiçbir sonuca varamayız.
Kısaca geçmişten bugüne herkes suçlu. Doğa bildiğini
yapıyor ve yapacak.
Feride Cihan Göktan
Ekim Sonu/2025
