evet mi hayır mı
Bu yazı
kesinlikle ayrıştırıcı, kavgacı ve iddialı bir yazı değildir. Sadece kafası karışmış birinin bu yazıyı okuyanlarla
birlikte biraz daha düşünmesi belki biraz daha birlikte bazı şeylerin
aydınlatılması için yazılmıştır.
Türkiye'de
yeni doğanlar dahil yaşayan herkesi ve
belki de iki nesil sonrasını da
ilgilendiren bir yol haritasının başlangıcındayız. Ve hatta girmek üzereyiz
belki de daha bilincinde olmadan girdik. Hiç bilmediğimiz deneyimimizin olmadığı
yeni bir anayasal düzen oylaması geliyor. Sistem tamamıyla değişiyor. Ha
diyeceksiniz ki eski anayasa demokratik
değildi evet tabii ki de değildi. Eski parlamenter sistem çok defolu idi. Bu da doğru. Sadece
genel başkanların sultası ile idare edilen parmak kaldır indir protokolünün geçerli olduğu dejenere olmuş bir sistem. Ancak eski sistemin eksiklerini ve yanlışlarını deneyimlemiş acılarını birlikte yaşamış neredeyse yüz yıla yaklaşmış tecrübeli bir devlet ve millet var.
Şimdi yaşayan bütün parlamenterler hepsi tek tek bu sistemin problemlerini söyleyebilirler ve hatta çözüm üretebilecek kadar deneyimli olanları vardır kesinlikle...
Biz şimdi bu bildiğimiz tecrübe kazandığımız eksisini artısını görüp daha iyisini yapabileceğimiz
parlamenter sistemi bırakıp sil baştan
hiç tecrübemiz olmadığı bambaşka bir sistemin içine badozlamasına giriyoruz.
Hem de ne kadar hızlı. İnanılmayacak kadar hızlı. Bakın ben bir akademisyenim. Yeni bir çalışma yaparken hem de hiç de
özelliği olmayan sıradan bir çalışma ve sonunda yazılacak iki üç sayfalık bir
metin için en azından bir seneye yakın ekibimle birlikte çalışmam gerek. Bir proje için en az iki yıldır bu süre. Eğer daha iddialı bir çalışma veya proje yapıyorsunuz üç yıldan az olmaz hazırlık süresi. Şimdi soruyorum: Bir ülkenin değişen, yeniliklerle dolu bir anayasa metni nasıl bu
kadar zamanda hazırlanır yazılır ve
üzerinde çalışılır? Akıl alacak gibi değil bence. Savaşın, terörün ve yolsuzluğun kavşağında iken üstelik karşımıza çıkan ekonomi
canavarını görmezden gelerek bilmediğimiz bir yola girmek üzereyiz... Eski ağır
aksak yolu tamir etmek en azından bildiğimiz bir yolda ilerlemek varken neden
böyle bir risk alalım diyorum naçizane...
Ben bu
yasanın meclisten en azından çok aceleye getirilmemesinin gerekçe gösterilerek kesinlikle geçmeyeceğini
düşünüyordum. Üstelik OHAL var. Kesinlikle meclis bunu paldır küldür
geçirmez , eski yıpranmış sistemin
onarılmasının daha kolay olacağını düşünür
ve böylece demokratik
reformlarla toplumsal uzlaşmanın
yollarını arayacağından o kadar emindim ki. Ama olmadı. Referandum yasa teklifi acele ile ve OHAL filan düşünülmeden geçti.
Ama ne yazık ki açık oylama ile. Açık oylama???
Açık Oylama ??? Bütün Türkiye'yi
ilgilendiren böyle bir hayati kararda Türkiye Cumhuriyeti'nin Milletvekilleri
vicdanları ile baş başa kalmaksızın en azından birbirlerinden etkilenerek açık açık oy kullandılar. Açık verilen hiçbir
oy kişisel değildir hangi seçimde olursa olsun. Bir partide veya bir grupta
herkesin aynı düşünmesi olanaksıza yakın bir durumdur. Bunu herkes günlük ilişkilerinden
hatta çekirdek ailesinden bile deneyimlemiştir.
Tamam, iktidar partisi ve MHP
böyle bir zorlama yöntemle bütün vekillerini bir hizaya getirmiştir diyelim.
Öyle olsun ama diğer partiler bu durumu görünce bu kadar etik dışı bir durumda
neden istifa etmezler? Böyle bir duruma
nasıl göz yumarlar? En basitinden bir
muhtar seçimi bile kapalı sandık yolu ile oluyor. Açık oyla nasıl olabilir
düşünün.
Türkiye'de
yaşayan, torunlarını bu ülkede büyütecek herkesin referandum hakkında çok iyi
düşünmesi lazım. Bu mesele bir Ak parti bir CHP meselesi değildir bir
cumhurbaşkanlığı meselesi değildir. Bu aslında hepimizin meselesidir. Bu kadar
acele neden? Neden Ohal'siz bir dönemde
düşünerek taşınarak tartışarak olmasın? Deneyim kazandığımız eksiğini yanlışını
bildiğimiz bir sistemi tamir etmek, daha demokratik, daha eşitlikçi, en önemlisi
daha uzlaştırıcı hale getirmek imkansız mı?
Güçlü
bir Türkiye...Bu ülkede yaşayan
herkesin arzusu bu... Hele bu kadar zayıflamışken...Bu kadar ayrışmışken... Bu
kadar mutsuzken... Güçlü bir Türkiye, Mutlu insanlar,.. hepimizin arzusu ... bu ülkede yaşayan herkesin.
Referandum sandığı Evet ve
Hayır meselesine indirgenemeyecek kadar
ciddi bir mesele. Herkes ayrışmadan kavga etmeden düşünmeli konuşmalı ve tartışmalı ...