Feci'nin Blogu

12 Aralık 2020 Cumartesi

Şu H.A.T meselesi?

            Şu H.A.T meselesi?  

Yine şimşekleri üzerime çektim. Ya ama ben böyleyim.🙄 Yakın arkadaşlarım bunu bilir ve beni böyle kabullenirler. Tabii ki bu nedenle bazıları sevmez. Ama yapılacak bi şey yok. Üstelik bu benim törpülenmiş halim. Hayat bana özellikle yakın çevremde olan bitene çoğunluk ne derse itiraz etmemem gerektiğini kafama yatmasa bile tartışmaya açmamın pek uygun olmadığını, açmadan neler kaybedecek olduğumu ve dolayısı ile sesimi bazen kısmam gerektiğini  kısmen de olsa öğretti. Ama genel konularda bunu pek başaramıyorum.

İki günden beri medyada bir Hasan Ali Toptaş /Pelin Buzluk/Leyla / Aslı Tohumcu/Bora Abdo / cinsel taciz /istismar konuları ayyuka çıktı. HAT diğerlerine göre daha meşhur olduğu için haliyle önde gidiyor.  Bütün gruplar da tartışılıyor medyada tartışılıyor. Zehra Çelenk’in yazısı dolaşıyor…  Valla, dün korkarak gözüme kestirdiğim bu kadar öfkeli bir çok insanın içinde beni daha iyi anlayacaklarını umduğum bir sanatsever gruba patladım. Ya siz sanatsever misiniz, yoksa sanatçı sever misiniz diye. Öyle ya Hasan Ali Toptaş’ın arkadaşı olursun, akrabası olursun, çok yakını olursun böyle bir adamı siler atarsın hayatından. İyi de sadece kitaplarını okuyorsun beğeniyorsun veya beğenmiyorsun. Mesela “Kuşlar Yasına Gideri”  okumuşsun. O kitabı niye cezalandırıyorsun şimdi? O kitap adamın kendisi değil ki… Onun eseri.  Bir bakıma çocuğu.  Şimdi hangimiz bir katilin çocuğuna da katil muamelesi yapalım diyebiliriz. Yayın evi anlaşmalarını durdurmuş, okurlar kitaplarını geri yolluyor. Bir  kitabının filme uyarlanması iptal edilmiş. Yani bütün hınç ve nefret adama değil de eserlerine boca edilmiş vaziyette. 

            Dün bir arkadaşım Hasan Ali Toptaş  edebiyatını eleştiren Taylan Kara’nın yazdığı bir eleştiri yazısını paylaşmış.  e dedim bu yazı yeni değil üstelik Taylan Kara asla bel altı yapmıyor sadece edebiyatını yine bir edebiyat dili ile eleştiriyor ki bu başka bir şey.

            Şimdi esas konu sanat ve sanat eseri. İkisini birbirinden ayırt edebilir miyiz? Etmemiz gerekir mi? Yoksa ikisi birbirinin içinde midir, ayırt edilemez bir bütün müdür? Esas konu bu…

            Ben kişisel olarak bana çok kızacaklar olacağını da bilerek söylemeliyim ki sanatçı ve sanatı farklı kılmak zorundayız. Buna zorunluyuz. Sadece sanat için değil bu bilim için de veya başka üretilen işler için de böyle. Şimdi hayran olduğunuz bir filmi veya devamlı dinlemek istediğiniz bir müziği düşünün. Bunların yaratıcıları hakkında ne biliyorsunuz? Özel hayatları hakkında ne biliyorsunuz?   Ayrıca yüz kızartıcı suçları olan birçok sanatçı ve bilim adamı var. Dediğim gibi bilmediklerimiz, duymadıklarımız, ortaya çıkmayanlar var. Sonuçta insan bunlar. İnsanlar kötü ve ahlaksız olabilir. Ahlaksız olan hiç kimse sanatçı olamaz veya tersi her sanatçı veya bilim adamı erdemli ve ahlaklıdır diye bir kural var mı? Bence sanatçı ve sanatını birbirinden ayırmak zorundayız. Her film öncesi yönetmenini araştıralım, her kitap okuma öncesi yazarını araştıralım belki o da🤢… Başa çıkılacak gibi değil? Zaten sanat çevrelerinde bilinen bir laftır: sanat eseri artık sanatçının değildir. Herkesindir. Herkes o eseri kendine göre değiştirir çünkü.

            Çok uzatmadan bu HAT ve Pelin Buzluk meselesinde ben de ne düşündüğümü söyleyeyim: (eksik kalmayayım)😊 Eğer Hasan Ali Toptaş özür dilemeseydi bu konuda aklımda acaba kalacaktı.  Ama o dilediği özür, kabahatinden büyük olmuş. Nasıl bir özür o?😡 Eril failliği anlayamamış. Yani bu yaşına gelmiş koskocaman bir adam olarak eril failliğin ne demek olduğunu bilmeyecek? Bunun için bir erkeğin geri zekâlı olması gerekir. Bu özür dileme şekli bana şunu düşündürdü: evet demek ki iddia edildiği gibi taciz öyküsü var. Hatta daha da tumturaklıları var onların da ortaya çıkmasından endişe ettiği için böyle telaşe ile saçma sapan bir özür diledi. İyi ki arkadaşım filan değil. Ayrıca mağdur için yargı yolu da açık.  Kişiler suçlu ise cezalandırılmalı. Bu sadece meşhur kişiler için değil herkes için aynı şey. Eğer yakını iseniz bu adamı hayatınızdan silip atın okuru iseniz imza günlerine gitmeyin. Muteber bir adam değilmiş deyin.  H.A.T’a haddini bildirin.🙄

Ama eserlerini neden cezalandırıyorsunuz?

Valla bana kızmayın. Herkes düşündüğünde serbest ben böyle düşünüyorum.  Bir şey daha söyleyeyim not olarak: Hasan Ali Toptaş okumadım. Kitaplarını arkadaşlarım arasında okumalarına çok güvendiğim beğenenler ve hiç beğenmeyenler var. O yüzden merak ediyorum beğenecek miyim beğenmeyecek miyim diye. Ne zamandır okuma listemdeydi. Bir okuyayım bakayım beğenecek miyim?                                                                                                                               

                                                                                                         Feride Cihan  Göktan                                                                                                                   12. 12. 2020   

                                                                                                      

6 yorum:

  1. H.A.T’a haddini bildirin.🙄 bu hat temrini güzel olmuş. Kreşendo!

    YanıtlaSil
  2. Bu konu oldukça tartışmalı. Yıllar önce Attila İlhan üzerinden de benzer tartışma yürümüştü. Ölümünden sonra şiirine tamam ama dünya görüşünü paylaşmam diyenler olmuştu. Bu bir yana! Ama, cinsel taciz söz konusuysa bu eylemin öznesi hiç olmazsa statü giyimine uğramalıdır görüşündeyim.

    YanıtlaSil
  3. zaten mutlaka statü giyimine uğramıştır ve daha da uğrayacaktır. ama kitaplarını cezalandırmak gereksiz. sanatı farklı kendisi farklı ..kimsenin yanına kalmamalı o başka..

    YanıtlaSil
  4. İlk tepkinin yüksek olmasını normal karşılıyorum. Evladına zarar veren ebeveyn gibi, eserleri de bu aşamada payına düşeni alır. Eserleri cezalandırılsın demiyorum ama bundan kaçınmak, o kadar ince ayarlar yapmak pek mümkün değil. Neticede sosyal bir tepkidir söz konusu. Gerçekten kalıcı eserler yaratmışsa, yıllar sonra yeniden değeri teslim edilir. Bu ülkenin en keskin antikomunistleri Nazım Hikmet dizeleriyle propaganda konuşmaları yapıyorlarsa, gerçekten değerli bir sanat eserinin kaybolmayacağına emin olabiliriz.

    YanıtlaSil
  5. Bu konu niçin bu kadar deşifre olmakta geciktirildi acaba diye de düşünüyor insan??🙄🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o ayrı bir mesele..haklısınız.. ama güçün karşısında zamanında tepki verilmesi bazen olanaksız oluyor.

      Sil