Korona Günlükleri - 58
Bu ülkede çoğu saçmalığı duyuyoruz, görüyoruz,
yaşıyoruz. Hafızanın büyük süpürgesi bu duyduğumuz, gördüğümüz ve yaşadığımız
tuhaflıkları saçmalıkları çoğu kere bilincimizden siliveriyor… Bu korona
günlerinde de ne saçmalıklar, ne aptallıklar gördük, duyduk veya yaşadık. Çoğunu
şimdiden hatırlamıyoruz bile. Ama bazıları asla unutulacak gibi değil. Bu olayı
dün yaşadım ve hala içime sindiremiyorum. Hafızamın büyük süpürgesi değil
süpürmek yanına bile yaklaşmadı ve hatta kafamda gittikçe ağırlaştı. Nasıl bir
saçmalıktır? Bu nasıl bir işleyiştir? Nasıl bir vicdansızlıktır? Nasıl bir
manyakça uygulamadır? Cuma gününden beri aklımdan çıkmıyor ve kahroluyorum
düşünmekten. Sizlere de anlatacağım. Belki kafamdaki bu ağırlık biraz hafifler.
Cuma günü çevre
ilçelerden birinden bir belediye otobüsü ile İzmir’e dönüyordum. Kovid
nedeniyle müşteri yok rahat rahat oturuyoruz. Bir ara bir karmaşa oldu şoför
“in arabadan amca” diye yüksek sesle ve kaba bir şekilde bağırmaya başladı.😡 Bu
sırada eli kolu dolu yaşlıca bir adam da elindeki poşetler ve yüklerle otobüsün
orta kısmına doğru ilerliyor. Biraz sonra oturacak. Şoför otobüsü zınk diye
durdurdu. Ayağa kalkıp “sana in dedim, çabuk” diye başladı tekrar. Anlamaya
çalışıyorum oturduğum yerden. 😒Hırsızlık mı, aranan bir suçlu mu, kaçak mı diye?
Ben anlamaya çalışırken adamcağız, inmeyeceğim, sen beni indiremezsin diye
kesik kesik yaşlı bir ses tonu ile elindekileri de bırakmadan söyleniyor. Daha
oturmamış.
-Hastayım. Doktordan geliyorum. Neden inecekmişim?
-Randevunu göster o zaman diye yine kaba kaba
söyleniyor şoför.🤮
Ön sırada oturan bir yolcu, amca barkodun yanında mı,
diye sordu.
Ben hala anlayamadım neden indirilmek istendiğini.
Arkadan bir adam bağırdı o sıra: amca sana in diyorlar.
İneceksin.
İnmeye mecbursun, aşağı , aşağı! diye bağırıyor
otobüste bulunan rahat rahat mesafelerle oturanlardan bir diğeri.😠
Koca adamı yolcular bir yandan, şoför bir yandan
bağıra çağıra ana yolun ortasında elindeki ağırlıklarla bir yerlerde indirdiler
otobüsten. Adam inerken “Allah belanızı versin” diye bağırıyordu.
Bütün bu otobüsün zınk diye durması, itekleme bağırış
çağırış ve adamcağızın inmesi üç dört dakika içerisinde oldu. Sebep neymiş dersiniz?
Duyunca kulaklarıma inanamadım. Adamın
65 yaş üzerinde olması... Nasıl yani demişim arkamdaki adamın bu kuralı
benimseyerek ve destekleyerek ağzını doldura doldura açıklama yapmasından
sonra. Hiçbir şey diyemedim haliyle bu vahşetten çok korkmuştum.
Hala bu olayı düşünüyorum. Adamın 65 yaş üzerinde
olduğu için ve hastane kartı olmadığından yaka paça elindeki ağırlıklarla
caddenin ortasında bırakılmasını. Şoför büyük bir zafer kazanmış gibi yerine
geçti. Yolcular da adamcağızı aşağı atmaktan çok memnundular hatta biri
diğerine:
- Ya anlamıyorlar işte. Kural bu. Arkadan dolmuşlar geliyor onlar nasıl olsa
alır, diyor bilmiş bilmiş ders verir gibi bir suratla.
Olayın saçmalığı kâbus boyutunda. 😱Dünyanın hiçbir
demokratik ülkesinde böyle bir şey olmaz ve olamaz.
Bu benim şahit olduğum olayı biri çıkıp öykü olarak yazsa “distopik öykü”
deriz. Ama ben gözlerimle gördüm ve kralcılardan çok korktum.
İnanılacak gibi değil gerçekten.
Bu ne zulümdür ya?
Feride Cihan Göktan
30 mayıs 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder