Feci'nin Blogu

20 Haziran 2021 Pazar

Camdaki KIZ 2

            CAMDAKİ KIZ 2 

Camdaki Kız… Şu meşhur  Türk dizisi. Sezon finali kapandı. Ama toplum üzerindeki etkisi tartışmalarla ve yorumlarla halen devam ediyor. Çok ilginç tabii ki. Ben de diziyi bitirdikten ve arkasından yazılanları okuduktan sonra bir şeyler yazmaktan kendimi yine alıkoyamadım. Hele sezon finalinden sonra yazılanları okuyunca yazmadan olmazdı.😘

Bu dizinin ahlaka aykırı olduğu ve toplumsal gelenekleri ve görenekleri yıktığı konusunda hemfikir bir izleyici grubu var. Ve RTÜK de aynı sebepten dolayı kanal D’ye yaptırım kararı almış.😡

Valla ben yazarını, senaristini ve yönetmenini tebrik ediyorum.👌Dizide ahlaka aykırı hiçbir şey yok. Hepsi yaşadığımız toplumsal gerçeklerimiz. Nalan evlendiği günün gecesindeki paniğini  ve hayal kırıklığını bizim toplumsal ve geleneksel normlarımıza göre çoğu gelin yaşamıyor mu, sorarım size. Kızcağızın annesinin kapısına dayanması hiç abartı filan değil. Bunu bütün ataerkil ve baskıcı ailelerden çıkanlar fiziki olarak annelerinin kapısına dayanmasalar bile düşünsel olarak yaparlar.😢

Dizide toplumsal gelenek ve göreneklerimize aykırı olan ne? Kızının eline kimsenin eli değmesin diye bütün sosyal ilişkileri kontrol altında tutulan ve sonraki hayatlarında da tecrübesiz bilgisiz kendine çıkar yol bulmaya çalışan ve daima erkeğe boyun eğmek zorunda kalan kadınları gösterdiği için mi? (Dizideki hemen tüm kadınlar Cana hariç hepsi erkeğin boyunduruğu altında) Feride zaten ataerkil zihniyetin kurbanı olmuş ve Nalan’ı da buna kurban etmiş bir kadın. Sadece Cana istediğini yapan biri. Şimdi Cana için söylediklerimden dolayı bana çok kızıyorsunuz biliyorum.😂 Diziyi seyredenlerin hemen hepsi Cana’ya düşman oldu. Hatta dizinin en kötü karakteri Feride’den dayak yediği için Feride’yi bile sevdiler ve çok mutlu oldular. İşte bu duygu kolektif ve üzerinde hiç çalışılmayan bir duygu. Cana’yı linç etmek. Şimdi kendimize soralım? Neden Cana’dan nefret ediyorsunuz? Kocası ve çocukları olduğu halde eşini aldattığı için mi? O ailede gördüğümüz kadarı ile bir problem yok. Üstelik kadın her şeyi herkese açık açık söylüyor.  Kocası belki de biliyor ve kabullenmiştir bu durumu. Sedat’ı baştan çıkardığı için mi? (Nasıl yani? Sedat kocaman bir adam evlendiği kadına yalan söyleyen evlendiği gece eşini aldatan bir adam. Eşi ve ailesi de bu durumdan zarar görüyor ve aileye acı çektiriyor. Bence bu adam tekme tokat dövülmeli. Ama herkes Sedat’a ne yapsın kadın peşini bırakmıyor üstelik yaşça da küçük zavallı adamcağız gözü ile bakıyor. Annesinin kuzusu… Herkes doğrudan Cana’yı suçluyor. Hep öyledir. Hep kadın suçludur. Adamlar evliyken metreslerini hem karıları hem başkaları bilir ama erkeğin elinin kınasıdır bu durum. Kimse ses çıkarmaz. 

Şimdi de sezon finalinde  izleyicileri bir merak sardı: Hayri Kim? Nalan’ın esas sevgilisi mi olacak? Ya arkadaşım Nalan âşık olabilecek ve yuvasında mutlu olabilecek bir kadın değil. Yaralı biri o. Bütün hayatı beynindeki korse ile geçmiş, kadınlık serüveninde büyük travmalar almış biri…Nasıl normal bir eş olabilir? Nasıl âşık olabilir?  

Uzun lafın kısası dizi hiç de adet ve göreneklerimizi aşağılamıyor. Tam aksine onlar üzerinde düşünmemizi sağlıyor. Güzel bir fırsat bu…

                                                                                      Feride Cihan Göktan  

6 Haziran 2021 Pazar

CAMDAKİ KIZ 1


     CAMDAKİ  KIZ 1

     Dizi seyircisi değilimdir. Uzayıp gittiği, kısmen durağan ve sürekliliği nedeniyle rutine dahil oldukları için. İkizler burcu rutini pek sevmez.😍Geçenlerde medyada çok tartışması olduğunda merak edip “Bir Başkadır” dizisini seyretmiştim. Camdaki Kız’dan da aynı şekilde o kadar çok bahsedildi ki insan Fransız kalmak istemiyor haliyle. Neymiş bu böyle deyip Türkiye’nin en çok seyredilen TV dizisi, merakıyla, hazır kızım da buradayken birlikte izlemeye koyulduk.👩🏾‍🤝‍🧑🏽📺

         Hemen baştan söyleyeyim oyuncuların performanslarını çok beğendik. Zaten çoğu profesyonel oyuncu.👍

         Dizinin ilk bölümlerini youtube tan seyrettikten hemen bir gün sonra aklıma kanca gibi takılan 2 şey oldu. 1. Nalan’ın korsesi. 2. Nalan’ın annesinin o mutsuzluktan siyahlaşmış mendebur suratı.🤢 Türkiye’de bu dizi nedeniyle korse satışları azalacak, artık kimse korse giymeyecek dedim kızıma.😂

        Şaka bir yana ben bu yazımda bu dizinin biraz derinine inmek istiyorum. Bütün toplumu bu kadar etkilemesinin nedeni sadece anlatılan hikâyenin ilginçliği olamaz bence. O hikâyenin izleyicilerinin bilinç altındaki yansımaları ve toplumsal ortak bir yaraya dokunmasıdır. Arkadaş gruplarında ve feys gruplarında, nasıl yani olacak iş değil, hiç su içmeden tuvalete gitmeden bütün gün korseli hayat olur mu, ne kadar saçma sapan diye yazıldı çizildi. Haklılar. Olacak iş değil. Akıl dışı bi şey. Ama insanın aklına kanca gibi takılıyor nedense.  Çünkü bilinçaltına sesleniyor. Korseli düşüncelerimize. Toplumun ve ailenin giydirdiği korsenin sıkıcılığını ve hatta yakıcılığını hissetti seyirciler. Yönetmen korseyi bence metafor olarak kullanmış ve oldukça başarılı. (Romanda bu korse olayı yokmuş diye biliyorum o nedenle senaristin veya yönetmenin başarısı diye vurguladım) yalnız korse değil o gizli iç çamaşırı odası, büyüler vs.

         İkinci olarak değinmek istediğim konu, ya! kız üniversite bitirmiş, mimar olmuş, para kazanıyor ama annesinin o çılgın kötülüğüne ve akıl dışı ahlakçılığına nasıl karşı koyamıyor, çok saçma, olacak iş değil, diye yazılması. Evet, tam tersine bu olacak iş.  Öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var. Herhangi bir tercih olamayacağını bildiğimiz dayatılarak bilincimize ve bilinçaltımıza işlemiş toplumsal ve kişisel mevzular var.🤔 Bunları bir öğrendikten sonra değiştirmek çok zor. Hatta değiştirmek akla bile gelmeyebilir. Bu kızacağın bir şeyleri değiştirmesi için önce “değişmesi” gerektiğini düşünmesi gerek. Düşünmek. İşte bütün mesele. Değişmek. Hiç kolay değil.  Kendi hayatlarımızda yaşadığımız her şey özgür irademizle mi alınmıştır sanıyoruz? Tabii ki hayır. Özgür irade nedir? Ne kadar değiştik?

         Dizinin kadınları ve erkekleri konusu var bir de. Ayrıca bazı gazete yazılarında dizinin Türk gelenek ve göreneklerine balta vurduğu ahlaksız söylemler içerdiği yazılmış. Ben hiç öyle bir şey görmedim. Köroğlu ailesinin baba figürü, bütün gücü elinde toplamış, kendi iradesi dışında hiçbir şeye müsaade etmeyen, aileyi koruyan kollayan olarak canlandırılmış. Çok tanıdığımız bir baba figürü bu. Anne ezik ve çaresiz. Karşı taraftaki kızın ailesinde ise namus bekçisi dominant bir anne ve ezik bir baba. Camdaki kız yine aynen kapalı kapılar ardındaki beyni ve vücudu korseli ailesine karşı gelemeyen utangaç eli yüzü temiz kızlarından biri. Kötü kadın da var. Seyircilerin ahlaksız olarak nitelediği evli olduğu halde genç bir adamla düşüp kalkan şımarık bir kadın figürü. Herkesin nefret ettiği. Yani yazar, senaryo ve yönetmen geleneksel aile yapısına bir zarar vermemiş görünüyor. Ama yazının en başında yazdığım gibi daha derinde bir şeyi sorguluyor bence. Korseyi. O geleneksel aile yapımızda olan beynimizdeki korseyi. O korsenin sıkıcılığını ve yakıcılığını.Bu dizi bence bu nedenlerle çok tuttu. Toplumsal  yaralarımıza  dokunduğu için. 

       Dizinin devamı ve sonu nasıl olacak bakalım. Hiç dizi seyretmeyen ben merakla bekliyorum.😂

                                                                                             Feride Cihan Göktan

                                                                                              Haziran 2021