Kedisi Olanlar İçin
Acele ile apartman görevlisini
çağırıyorum o da hemen kapıda hazır. Bak diyorum telaşe ile evin içinde üç tane
kedi var. Nerden girmiş bunlar? (Alt kattakilerin 5 kedisi var. Onlardan
birkaçı mı?) Nasıl girmişler bunlar?
acayip bir gerginlik yüzümün kaslarında ve karnımda. Veli, benim bu telaşeme
sessizlikle karşılık veriyor ve elindeki o kocaman siyah çöp torbasına atıyor
kedileri. Ben daha arkama dönmeden bir tane daha görüyorum salonun kör
noktasında. Siyah bir kedi. Zayıf. Karşı köşeye bakıyorum bir tane daha. Gözümü
kaydırdığım her yerden kedi fışkırıyor. Artık konuşacak durumda değilim. Beynim
felç olmuş gibi kaskatı vücudum.
Valla nasıl uyandım da onun rüya
olduğunu anlayıncaya kadar kalbim durmadı bilemiyorum. Kız kardeşim bu haberci
bir rüya değil, dedi. Bu, Marla ile günlerdir cebelleştiğin için. (Haberci rüya
gelecekle ilgiliymiş, bu durum rüyasıymış yani)
Evet cebelleşmek doğru kelime. Gerçekten neredeyse dört
aydır hem Marla, hem ben mücadele veriyoruz.😥 Mutlu sakin birlikteliğimize
kocaman bir kemik tümörü pat diye düştü. Hiç haberimiz yokken. Canavar tümör
Marla’nın arka iki ayağının ve ayrıca kaka ve çişinin kontrolünü de ele
geçirdi. Yapacak bir şey yok. Ben kabuslar görerek veya uykusuz, Marla da dar
bir alana sıkışmış vaziyette adını söylediğim dışında artık hiç sesi
çıkmaksızın ve tabii ki kontrol edemediği kaka ve çiş nedeniyle o çok önem verdiği öz bakımını da yapmaksızın öylece iki bacağını dümdüz
uzatmış yatarak, günlerimizi
geçiriyoruz.😒
İşte nasıl yazılır böyle şeyler
bilemiyorum. Hani böyle günlük yaşantınızın içine karışmış ve ayrılmaz bir
parçası olmuşken, o şeyin hayatınızdan yavaş yavaş çıkmakta olduğunu ve günlük
rutininizin değişmekte olduğunun fark ediyor olsanız bile anlatabilmek oldukça
zor. İçindeyken zor. O içinde olma durumu ne kadar sürecek? Onu da bilmiyorum.
Kim bilir belki bunu yapabilmek o karmaşayı yazarak, resmederek veya müzikle
ifade edebilmek bütün beceri. Ben
yapamıyorum. Onun yerine uyurken kabuslar görüyorum uyanıkken de böyle bir
durum yokmuş gibi düşünmeye zorluyorum kendimi.
Böyle nereye kadar? Bu yeni durumla yüzleşmek zamanı. Marla
kızımın kedisi. Nerdeyse on dört yıldır benimle. Benim kedim yani. Mutlu
sağlıklı ve neşeli yıllar geçirdik birlikte. Onun istediği bir hayat mıydı
bilemiyorum. Ama en azından konforlu ve güvenliydi.
Kızım artık bu dört beş aylık
süreçten sonra benim kendime gelmem gerektiğini, bunun böyle devam
edemeyeceğini, kediye de kendime de çektirdiğimi zaten sonun da kaçınılmaz
olduğunu söylemesi (ki bunu neredeyse en başından beri söylüyor, ben de
biliyorum) ve benim de gerçekten direncimin düşmeye başlaması ile Marla’yı
uyutmayı düşünüyorum😢(çok tuhaf geliyor bunu söylemek ama sanki doğru bu gibi geliyor artık. (Veterinerimiz aslında uyutmaya karşı ama dün Marla’yı
muayene edince bir ay önceki kararının tersine o da uyutalım dedi)
Bu kadarını bile nasıl söylüyor, nasıl yazabiliyorum hayretler
içindeyim.
En son diyebildiğim nereden buldu bu hastalık bizi? 😢Güzel
güzel yaşayıp giderken.
14 ağustos 2022 /