Hayatı sorgulamak.
Eğer rutin akışınız
bozulduysa ve bu akışın bozulmasına bir ölüm veya bir ölüm korkusu bulaştıysa
hele hele yaş 35 demeyelim de yeni
zamanlara göre 40’ı 45’i aşmışsanız işte o zaman hayatınızı karşınıza alıp
başlarsınız sorgulamaya. Bu kovid salgınında da en sık duyduğumuz ve okuduğumuz,
karşılaştığımız ve korktuğumuz kelime “ölüm”. Böyle olunca da sorgulanan
hayatlar ve sorgulayan yargıçlar çoğaldı aniden. Evlilikler, yalnızlıklar,
meslekler, arkadaşlıklar yani hayatınızda olan ne varsa sorgulanıyor.
Yakın çevremde ayrıca takip
ettiğim vatsup ve face gruplarında özellikle fark ettiğim bir şey var. İlk önce sorgulanan mesleklerimiz. Doktor
arkadaşlarımın çoğu bu salgın sonrasında ya emekli olmayı daha genç olanlar da
iş değiştirmeyi düşünüyorlar. Bir hekim grubunda bazılarının yeni baştan TUS
imtihanlarına girmeyi düşündüğünü ve hatta aralarında hazırlanmaya başlayanlar
olduğunu okudum. Bazıları ilaç firmasına geçmek istediğini bazıları restoran
açmak için hazırlık yapmaya başladığını yazmış. Yurt dışına özellikle İsveç
gibi tıp çalışanlarının daha düzenli bir hayat sürdükleri ülkeler için
araştırmaya başlayanların sayısı da az değil. Ne kadar üzücü aslında.😥 Ne kadar
üzücü. Tıp Fakültesi’ne girebilmek o kadar kolay bir iş değildir. Hatta oldukça
zordur. Bitmeyen imtihanlar, gece nöbetleri, mecburi hizmetler vs. vs. Bütün bu
emek yığınını bırakıp yeniden hayata başlamayı göze alacak kadar bir hayal
kırıklığı oldu bu meslek Türkiye’de ne yazık ki. Bu kadar eziyeti niye çekeyim
diyorlar haklı olarak? İşte yaşıyorsun ve ölüyorsun. Her an ölebilirsin. İşte o görünmeyen mikro: ismi Kovid, başımıza
çarpa çarpa bunu öğretti. Herkes düşündü:
E ne gerek var bu kadar canhıraş çalışmaya, meslektaşlarınla iç huzuru bozulmuş
bir ortamda itiş kakış, hastalarla
durmadan cebelleş, hep bir soruşturma korkusu, uykusuz geceler… Karşılığında da saygı sevgi ödül hiçbir şey
görmeden üstelik.
Bence de ne gerek var?
Hayatın eve sığabildiğini de öğrendik.😍 Sığabiliyormuş.
Kovid-19 sonrası ne kadar
ne değişecek bilemiyorum. Ama bazı şeylerin değişeceğinden eminim. Şimdi kovid sonrası yeni hayat hakkında ben
de bir öngörü de bulunayım diyorum:
Toplu Doktor İstifaları ve Emeklilik
dilekçeleri verilecek.
Hayat güzel çünkü. Eğer
yaşıyorsak “yaşamalıyız”. Yaşamak, başımıza bir defa gelen şey çünkü.💖
21. 5. 2020
Doktor hanım bu ülkede hekimlik yapmak o kadar zorlaştı ki. Bir hastam iyileştiğinde duyduğum huzur çok büyük olmasına rağmen çalışma koşullarını, hem hasta hem arkadaşlarımın tavırlarını kaldıramadığım için bunu kendime niye yapıyorum diye sorgulamaya başladım. Genç ölümlerini gördükçe, hele bir çalışma arkadaşımızın trafik kazasında ölmesiyle coronavirüsten çok daha önce istifa ettim mesleğimden. Ülkemizde bazı şeylerin değişmesi çok zor artık toplum çok değişti hele de coronavirüs sonrası gelecek günlerin çok iyi olmayacağını düşünüyorum ben de.
YanıtlaSilevet çok haklısınız. eziyet bir meslek oldu. mecburi hizmetler, nöbetler, huzursuz ilişkiler... en iyisini yapmışsınız. hele bugünler de herkes çok daha iyi anladı hayatı. arkadaşınız için üzüldüm. başınız sağ olsun. hayat böyle bir şey. bir varsın. bir yoksun ... sevgilerimle .
SilDışarıda nöbet, icap, normal mesai derken herkesin yaşdığı ama bizim bilmediğimiz normal bir hayat var...
YanıtlaSilErken emekli oldum. İlk iki ay gece yarıları hastaneden geldiğini sandığım telefon sesleri ile uyandım. Ameliyat yaptığım zamanları düşündüğümde içimi cız ediyor hala ama hemen stressini düşünüp ohh demeyi öğrendim. Sonrasında tatiller, hafta sonları her gün benim. Normal bir insan oldum.
Yaşasın özgürlük.
çok iyi yapmışsınız. o stres çekilir mi ya.. yaşasın özgürlük .sağlıklı ve neşeli yaşayın. sevgilerimle
Sil