Baba Evini Terk Etmeden Önce ….
İki gün önce Cumhuriyet’te Baba Evini Derhal Terk Edin Kızlar başlığı ile Mine Söğüt imzalı bir yazı çıktı Beğenilerek çok konuşuldu. (https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-sogut/baba-evini-derhal-terk-edin-kizlar-1818264) Okumadıysanız önce Mine Söğüt’ün yazısını okuyun. Sonra yazımı okuyun. …
..........................................................
Bir kere çok sert bir emirle yazılmış. “Evinizden çıkın gidin. Evinizi terk edin. Hem de derhal. Çoğu ev dışarıdan tehlikelidir”. Gidilecek yeri de göstermiş yazar. Sokaklar. Sokaklardan korkmayın cesur olun diyor. Şimdi bu kızlar kim? Yazının ortalarına doğru sanatsal faaliyetlerle ilgilenin, filmler seyredin, dans edin dediğine göre orta /orta üst sınıf olup aile baskısı olanları mı işaret ediyor? Yani geçim sıkıntısı olmayan karnı tok sırt pek kızlardan mı bahsediyor? (ki bazı okurlar böyle anlamış😘). Ay, biz babacıklarımızı seviyoruz. Onlarsız asla diyenler oldu. Yani ödleri patladı sıcacık ailelerinden kopartılacaklar diye. Ki bu grubun zaten bir problemi yok. Sizleri kast etmiyor yazar rahat olun 😊Eğer kastedilen geçim sıkıntısı olmayan, sanatsal faaliyetlerle ilgilenme ve film ve tiyatro takip edebilme şansı olup da yazarın dediği gibi bunu yapmayanlarsa zaten onlar hangi dünya içindelerse bu dünyada yani kendi bildikleri dünyada dönüp duracaklar.
Ancak kaderini değiştirmek için çaba harcayan orta sınıf gelir grubunda çok sayıda kız var tabii ki.. Hazırlıklı olan, hayatını değiştirmek için çaba sarf eden kızlar. Kendi ayakları üzerinde duracak derli toplu güvenli kendi biricik evlerine yerleşecek veya yerleşmiş olan savaşçı kızlar... çünkü onlar sokakların asla güvenli olmadığını bilir ve kendi bağımsız evlerini hazırlarlar. Bunu bilmeyenlere de sokaklara çıkın demek değil de kendi güvenli evinizi inşa edin kızlar, sokaklar tehlikelidir. İşte böyle demek lazım.
Yok, bu yazı ülkemizde kadın cinayetlerinin yaygın olduğu daha çok yoksul/alt gelir grubuna ait bir gönderme ise pek bi anlamı olmadığı gibi çok yıkıcı bile olabilir. Başka cinayetlere yol açabilecek kadar yıkıcı. O kadınlar o sokaklarda öldüler. Sokaklar ev kadar tehlikelidir. Bir cehennemden bir başka cehenneme.
Yazar bu yoksulluğun ve bu cahilliğin ne kadar koyu olduğunu gözlemlememiş olabilir tabii ki. Mesleğimiz icabı bizler yakından biliriz. Bu yazıyı hekim gruplarında tartışırken bazı arkadaşlarımız çok haklı olarak, ya kadıncıklar kendi adet günlerini bilmeyip yanındaki görümcesine soruyor. O kadın evi nasıl terk edecek deyip bu yazının ayaklarının ne kadar yere basmadığı üzerine gülüştük kendi aramızda. Belki de ağlamamız gerekiyordu. 😥
Evet şimdi de söyleyeceğim
şeye önce tepki duyabilirsiniz ama sonra hak vereceksiniz. Ben o erkeklere de
acıyorum. Onlar da zavallı. Denetimsiz iç güdüleri ve fiziki güçleri ile
canavarlaşıyorlar.😱 Erkek çocukları da kız çocukları kadar önemli bu toplumun
kurtulması için. Onların da bir vicdanları olduğunu, eğitilebilir bir akılları
ve yürekleri olduğunu yüksek sesle söylemek onlar için de kurtuluş yolları
önermek gerek. Eğitimli babalar da eğitimli anneler kadar önemli.
Adaletli
gelir dağılımı, adaletli eğitim fırsatı, düşünce özgürlüğü, herkesin sesini
duyabileceği platformlar… kısaca insan gibi yaşamak için herkesin elinden
geldiğince mücadele etmesi … alınacak daha çok yol var. Mesela bir arkadaşımız
gururla KAHEV’i örnek göstermiş. (Kadın hekimler Eğitime Destek Vakfı) sadece 2
yıllık bir dernek ve katkıları büyük.. (1)
Dediğim gibi herkes elini taşın altına koyacak. Slogan ile olmaz. Keşke
olsa…
Baba evini
terk etmeden önce kendi evinizi hazırlayın kızlar! (bu da benden olsun)
Feride
Cihan Göktan
2021 -7 mart
1. Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı – KAHEV,
ilk çalışmaları 2017 yılında 5 kadın hekimin çabası ile başlayan ve kısa sürede
yaklaşık 20.000 kadın hekim katılımcıya ulaşan, 31 Aralık 2018'de resmi
gazetede yayınlanarak resmi sürecini tamamlayan bir Eğitime Destek Vakfıdır.
(wikipedia )
Merhaba Feride Hanım,
YanıtlaSilBu yazınızı okumadan önce bundan sonraki yazınızı ve oradan hareketle Akit'teki yazıyı okumuştum. Mine Söğüt'ün yazısını ise yayınlandığı gün(lerde) okumuştum. (O zaman sizin blogunuzdan habersizdim.)
Siz, Akit'i okuduktan sonra Mine Söğüt'e tamamen hak verdim demişsiniz ama ben halâ bu yazınızın içeriğine tam olarak katılıyorum. Çünkü köyü de kenar mahalleyi de merkezi de yeterince tanıdığımı düşünüyorum.
Aslında Türkiye'de son yıllarda sokak da evler de hem kadın hem erkek için hiç de tekin yerler değil. Kadınlar elbet daha çok mağdur oluyorlar, katlediliyorlar ancak sizin de belirttiğiniz gibi erkekler de gerçekten çok zavallı. Biyolojik dürtülerini aşamamış biyolojik olarak birer canlı. Dini dayatmaların ve dogmaların etrafıba ördüğü kozanın bile farkında değil. Fakat asıl konuya dönersek; herşeye rağmen hiç bir sokak baba evi kadar güvenli değildir diye düşünüyorum. Babaevinin sokaklardan daha riski olduğu aileler vardır ancak oransal olarak tersi daha fazladır. Böyle bir ortamda kendi ayakları üzerinde nasıl durabileceğini öğrenmeden, kendi evini hazırlamadan baba evini terketmek bu ortamda ölüme ya da kadın ticareti yapanların ağına düşmeye davetiye çıkarmakla eşdeğerdir diye düşünüyorum.
-----
Not: Adınızı daha önce Facebook'ta Sinema Dostları grubundan tanıdığım arkadaşların sayfalarında görüyordum. Dün ve bugün, Facebook'ta, "Tanıyor olabileceğiniz kişiler"de görünce sayfanıza girdim ve blogunuzu öyle öğrenmiş oldum. İmla hatasız yazım dilinizi çok beğendim. Birkaçını okuduğum "Korona Günlükleri" de çok güzel olmuş.
Selam ve saygılarımla.
Guzel sözleriniz için teşekkürler..sevgilerimle
Sil