Bu nasıl bir makaledir? Başlık olarak bunu koyuyorum. Aynen
Alper Hasanoğlu’nun kendi makalesine
koyduğu provakatif başlık “Aşk Eski Yaraları İyileştirir mi?” gibi. Alper Bey'in bağlantısında bu
başlığı görünce hemen yorum kısmına şunu yazayım dedim: Eski yaraları iyileştirir mi bilemem ama yeni yaralar açar”
Ama iç sesim dur canım önce bir oku
bakalım ne diyor dedi Hatta Alper Bey’in hayranı olan bir arkadaşım iç
sesimi tebrik etti beni doğru yönlendirdiği için.
Sonra yazıyı açtım okudum. Okumaya başlamadan önce şunu
söylemeliyim ki, bugünlerde artık toplumsal cinnetin uçlarında gezinirken ve
neredeyse günlük kısır politikaya boğazımıza kadar batmışken birinin aşktan, aşk
yaralarımızdan bahseden bir makale yazması pek bi hoşuma gitmişti. Böyle bir
memnuniyetle başladım okumaya yani. Ama ne yazık ki pek umduğumu bulamadım belli
ki yazarının da aklı hepimiz gibi karışık. Günlük kirlenmiş siyasetin bataklığındayız
hepimiz. Neyse ben yine yazıya döneyim:
Gerçekten o nasıl bir
makale öyle. Ben bir psikiyatrist değilim ama bu yazı bir gazete yazısı yani
benim gibi sıradan bir okur için yazılmış. İlk cümleye bakıp şaşırıyorum önce. (uzun bir cümle orijinalinden okuyabilirsiniz)
insan ilişkilerinde en geliştirici en öğretici ilişkinin aşk ilişkisi olduğunu
yazıyor Alper Bey, ona göre diğer geri kalanlar önemli değilmiş. Bu ifadenin yazıya popülerlik katsın diye
iliştirilmiş olduğunu düşünüyorum. Ancak
okurun gözünden kaçmayacak kadar saçma bence.
(ah! Diyorum ah! o çeşitli ilişiklerimiz,
arkadaşlarımızla, çocuklarımızla, ailemizle yaşanan hep bir şeyler öğreten bizi
geliştiren ilişkilerimiz!)
Sonra yazar, Erikson’dan
bahsederek bilinç dışı çatışmalarımızın yaşamın evrelerine göre çözülmesi
gerektiğinden bahsediyor. (tabii ki bu böyledir, haklı) Ama diyor ki bu
çatışmalar çözülmediği zaman bilinç dışı bir şekilde bu çatışmaları çözmeye gayret eder,
ilişkilerini de bu bilinç dışı arzu ve ihtiyaç yönlendirir.(makaleden alıntı )
Yani
şimdi ben bu cümleden bir şey anlamadım. Bilinç dışı, bilinç dışını mı tamir
ediyor. İnsanların âşık olması bu duruma göre bir kısım (!)bilinç dışının,
çatışmaları halledememiş diğer hastalıklı bilinç dışını tamir etmesi midir?
Yani hiç bilincinde olduğumuz bir şey yok. Her şey bilinç dışı… tedavi eden de çatışan
da…
Sonunda da yine bilinçsizce birlikteliğe devam eden kavgalı ve yazarın
tabiri ile acı çekmeye doyamayan insanlar.
Bu mudur? Bu nasıl bir
makaledir? Patolojik bir aşktan bahsediliyorsa eğer bence çok aceleye gelmiş gibi. Ya da aşk patolojik bir durum mudur? Büyük aşk veya küçük aşk ne demektir mesela?
Büyük aşklar için büyük acılar mı gerekli ya da çok derin yaralar? Yani kısaca
ben bu makalede anlatılmak istenenin, derin yaralı insanların büyük aşk
yaşadığı ve aslında acılar içinde ve mutsuzlukla kıvranarak devam ettikleri…
Dediğim gibi pek bi karışık geldi. Belki de gündemin bataklığında anlamamış olabilirim.
Dediğim gibi pek bi karışık geldi. Belki de gündemin bataklığında anlamamış olabilirim.
Feride Cihan Göktan
Bence çok iyi anlamışsınız Feride Cihan....
YanıtlaSil