KORONA GÜNLÜKLERİ 34
Korona bize ne öğretti?
Hep öğrenecek bi şeyleri olan biz insanlar için yaşamak bir bakıma devamlı
öğrenmek demek. Yeni bi şeyler öğrenmek veya eski bildiklerini doğrulamak veya yanlışlamak ... Bu bir sarmal halinde yeryüzü yolculuğumuz boyunca devam ediyor. Deneyimlemek.
Neredeyse 4 aydır her birimiz bütün
dünya ile birlikte yeni bir deneyimden geçiyoruz . Küresel bir salgından. Dünyanın küreselleştikçe küçüldüğünü
küçüldükçe hızının arttığını var sayarsak böyle bir salgının yarattığı panik ve
korku her birimizin kafasının içine yerleşti. Televizyondan sabahtan akşama
korona haberleri aldık. Açık saçık “ölü”
kelimesi bütün spikerlerin diline pelesenk oldu.😱 Toplu mezarlar gösterildi.
Korktuk. Fazlasıyla korktuk. Hatta o kadar korktuk ki bu virüs yok, uydurmayın,
nereden çıkarıyorsunuz bu saçmalıkları diyen çok aklı başında insanlar oldu. Biliyorsunuz
gerçeği inkâr etmek de bilinç dışının savunma mekanizmalarından biridir.
Reddedenler ve korkudan tirtir titreyenler…Sonuçta yaşama içgüdüsü iyice
depreşti. Yaşamak istiyoruz. Ölmek istemiyoruz. Ne kadar zor olursa olsun ve ne
kadar hüzünlü olursa olsun her ne olursa hayatımızı seviyoruz. Yaşamak
güzeldir. Her şeye rağmen yaşamak.🌞
Hatta
geçen gün şöyle düşündüm: yaşlanmaktan korkarken, a, bir de baktık ki ölüm
gerçeği yanı başımızda. Görmezden geldiğimiz o çirkin adam👺. Oysa bu gerçeği hiç
düşünmeden sadece yaşlanmaktan korktuğumuz ve bundan kaçabileceğimize de
bizleri inandıran modern hayatlarımız var. Bilimsel çalışmalarla veya diğer alternatif öğretilerle bedenlerimizin ve
ruhlarımızın hep genç kalabileceğine inandık ve inandırıldık. 70 yaşında
çılgınca dans eden kadınlar,💃 seksenlerinde balıklama denize atlayanlar, fit
yaşlı kadınlar, motosiklet tutkunu saçları arkasından bağlı geçkin
delikanlılar…gel de inanma gel de çabalama … estetik ameliyat güzellemeleri,
botokslar, aerobik, pilates seansları, uzun yorucu diyetler. Her şey genç
kalmak, genç görünmek için. Aslında kocaman
bir yalan. Kovid karşımıza geçti ve kasıklarını tutarak kahkahalarla gülüyor bu
halimize. Esas gerçeğin ölüm olduğunu. Yaşlanmaktan neden korktuğumuza anlam veremediğini
haykırdı yüzümüze yüzümüze. Bu dünyada bu engebeli dünya yürüyüşümüzde her köse
başında ölümün soğuk yüzüyle karşılaşabileceğimiz gerçeği kafamıza dank ederek
keşke yaşlanabilsek demeye başladık. Ey hayat müsaade et yaşlanalım.
Yaşlanabilelim. COVİD 19 öğretilerinden biri bu.
Saçlarımın
dip boyası geldi hiç umurum değil. Karantina günlerinde bir iki kilo almış olabilirim
Ayrıca yaşlandım gibi hissediyorum kendimi. Hiç önemli değil. Umurumda da değil.
Önemli olan hayatta olmak. Tabii ki
yaşlanacağım ve öleceğim. Bunu bilerek yaşamak lazım.
Aslında gerçek hep gözümüzün önünde. Yılda 1 milyon 300 bin kişi trafik kazalarında ölüyor. Kanser, kalp krizi, savaşlar, terör, milyonlarca kişiyi öldürüyor. Korona devede kulak bu sayılarım yanında. Ama işte bütün dünya TV’lerden, yayın organlarından, iletişim araçlarından hep birlikte bağırınca korktuk. Çok korktuk.
Hayal edemeyeceğimiz boyutlarda mini minnacık ötesi bir virüs hep görmezden geldiğimiz kocaman bir gerçeği gösterdi bize..
Esas olan yaşamaktır. 💖
Feride Cihan Göktan
4. Haziran .2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder