Korona Günlükleri 18
Viral yükü
azaltarak vardiya usulü çalışmaya, evden çalışma da eklendiğinden bugün
hayırlısı ile evdeyim. Ama “dışarıya çık
şeytanı” içimde yine. Korona Bey ile ortak çalışıyor bence. Bir de Berrin’in
feysteki sokak macerasını okuyunca şeytan daha da çok dürttü😻. Dur dedim ben de
bu “boş sokaklar, boş sahil macerasına” katılayım bu sabah. Bakalım neler olacak? İlk önce
limonlu bir bardak suyumu içeyim de. Yavaşlamış günlerimizde yaptığım yeni bir şey. Vücudu alkali yapıyormuş.
Valla nasıl yapıyor bilmiyorum ama içim bi ferahlıyor içince. Alkali olma belki
bu…İç ferahlaması.🥰
Sonra dedim şimdi ne giyeyim? Rahat bir eşofman. Eskidi ama olsun. Kim
görecek ki seni. Herkes evinde. Zaten dünyanın başına ne geldiyse hep bu
dışarı çıkarken şık olayım, aman arabam, aman evim en güzeli olsun yüzünden
değil mi? Al işte, şimdi üstüne paçavra giysen
kimsenin umuru olmaz. Çünkü kimse yok.
Kimse yok.😥 Acele giyinip çıktım.
Maskem yüzümde. Kara gözlüklerimi de taktım😎. Banka bile soyabilirim. Ben yine
de içimdeki şeytanla sahile yöneldim.
Aaa!, dedim bak Bostanlı caddesinin kaldırımları varmış. Adamın biri de
elini kolunu sallayarak bütün yol ona aitmiş gibi özgür özgür yürüyor hiç
kimseye çarpmadan. Kimse yok zaten.
Sahile çıkmak üzere Bostanlı Suat Taşer’in önünden geçerken bir an unuttum Koronayı. Ay dedim şu afişlerine bakayım neler var? Sevinçle yaklaşınca baktım ki 15 Nisan da kalmış gelecek program afişleri. Öyle sessiz sesiz asılı kalmışlar. Yan tarafta da oturma banklarının her tarafını bantlamışlar. Hüzünlendim. O sırada bir ses… Danışma gişesindeki adam bağıra çağıra şarkı söylüyor kulübesinde tek başına. Delirmiş. Hemen sıvıştım oradan.
Sahile çıkmak üzere Bostanlı Suat Taşer’in önünden geçerken bir an unuttum Koronayı. Ay dedim şu afişlerine bakayım neler var? Sevinçle yaklaşınca baktım ki 15 Nisan da kalmış gelecek program afişleri. Öyle sessiz sesiz asılı kalmışlar. Yan tarafta da oturma banklarının her tarafını bantlamışlar. Hüzünlendim. O sırada bir ses… Danışma gişesindeki adam bağıra çağıra şarkı söylüyor kulübesinde tek başına. Delirmiş. Hemen sıvıştım oradan.
Sahile attım kendimi.
Oldukça serin. Kimin umurunda. Yürü dedim yürü. “Boş sokaklar, boş sahil” macerası
seni bekliyor. Yürüdüm. Baktım bir
kadın. Köpeği kadıncağızı gezmeye
çıkarmış belli. Kadıncağız köpeğinin
arkasından sürükleniyor yorgun ve umutsuz,
Karşıdan gelen hiç
tanımadığım bir adam onun da elinde köpeği bana günaydın dedi. Tanımadığım
adama ben de günaydın dedim. Gerçi belki
de tanıdığımdır, kimse kimsenin yüzünü
göremiyor ki. “Distopik” bir dünyaya doğru yol aldığımızı ürpererek düşünürken
yürümeye devam ettim. Düşünsenize, hiç kimseyi
göremeyen sohbet edemeyen izole edilmiş insanların birbirine bir kerecik
günaydın diyebilmek için sayıyla ve sırayla belli saatlerde yürüyüşe
çıkmalarını.😱Ay aklıma nereden geliyor bunlar. Ben bu “boş sokaklar, boş sahil ” macerasına
keyiflenmek için çıkmıştım. Berrin, ne güzel
ne eğlendirici şeyler yazmıştı ya…
Hadi dedim kendime
evine dön. Facebook, instagram, twitter, watsup. Seni merak etmişlerdir şimdi. İçimdeki şeytan da üşüdü zaten.
Hava serin.
Biz içeri giriyoruz Korona.
Sen dışarıda kal. İnşallah yalnız
kalırsın. Tek başına. Ölürsün.
Geber Korona…
16.
4. 2020
Feride Cihan Göktan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder