Feci'nin Blogu

22 Nisan 2020 Çarşamba

KORONA GÜNLÜKLERİ 20

KORONA GÜNLÜKLERİ  20

Nasıl olacak, ne olacak, Koronalı hayatlarımız, Koronasız eski hayatlarımız vs. derken endişelerimiz belirsizlikle birlikte çığ gibi büyüyor.  Hele günlük kazançları ile yaşayan ailesini zaten zar zor geçindiren insanların bugünlerde ne durumda olduğunu, nasıl hissettiğini düşünemiyorum bile. Korkunç ötesi olmalı… Bu kâbustan öyle veya böyle bir an önce çıkmalıyız.
Krizin ilk zamanlarında sosyal mesafe kavramına takmıştık hepimiz. Nasıl yani? 2 metre mesafe ile arkadaşlık mı yapacağız.  Birçok face arkadaşım ben bunu kabul etmiyorum diye yazıyor. Bu fiziksel bir mesafedir. Sosyal bir mesafe değildir, burada bir kavram kargaşası var, diyorlar.  Ben de onlara, arkadaşlar, işte Korona’nın  gücü burada… Artık samimi ilişkilerimiz insani olmayacak.  Araya fiziksel bir mesafe girecek. Yani, mecburen diyorum.  Burada kilit kelime. İnsani olmak. Hepimizi üzen şaşkına çeviren, zor alışacağımız bir şey bu. İnsan olduğumuz için. İnsan dokunmak ister çünkü. Beş duyu ile duygusal dünyamız şekillenir. Yani bundan sonra da çok sevdiğiniz çok özlediğiniz bir arkadaşınıza sarılıp öpemeyeceksiniz.😥 Bir yabancı mesafesinde olacak bu sıcak ilişki.(nasıl olacaksa?)  Oysa  hep kullanılan sosyoloji ve psikoloji terimleri normal insan psikolojisine göre belirlenmiş.  Kişisel mesafe, mahrem mesafe, sosyal mesafe, kamusal mesafe diye… Bunun üzerine binlerce yazı var. Ne diyor? Mesela çarçabuk bulduğum bir metin üzerinden yazayım. Edward Hall’a göre (yani ben söylemiyorum😃) kişiler arası mesafe 4 grup:
1.0-45cm. Yakın ilişki (mahrem mesafe) : çok yakın ilişkileriniz, anneniz, çocuğunuz, sevgiliniz.
2. 45-100cm. Kişisel mesafe: yakın arkadaşlık ilişkileri
3. 125cm. sonrası 3.5m.ye kadar,  insan psikolojisinde sosyal mesafe olarak geçiyor.  Bu mesafe birbirine yabancı insanların iletişimi için kullanılan mesafe. (mesela ilk tanıştığınız birisi veya size para veren kasiyer ile aranızdaki mesafe) .
 İşte korona ile bu değişti.  Samimi arkadaşlarınız, kişisel mesafenize girmesi için can attığınız sevgili arkadaşlarınız artık üç adım geriye gidecekler. Yani normal insan psikoloji ile uyuşan bir durum değil. Hani o sıcacık sarılma duygusu. 👩🏽‍🤝‍👩🏻 Bir yandan çiğdem çitleyerek, bir yandan da omuz omuza oturmuş kısık sesle konuşurken arkadaşınızın yüzündeki bütün mimiklere şahit olarak geçirdiğiniz zamanlar,  Arkadaşınızın gözyaşlarına dokunabilmek, kahkahanın  o bulaşıcı yakınlığı… Olmayacak artık.  Uzaktan uzaktan…

uzaktan. O kadar uzaktan ki..
göz göze değmeden
arada camlar ekranlar mesafeler… 
digital iletişim diğer adı.
sen tam sevdiğini söyleyecekken
cama yaklaşıp.
çat diye kesildi.
cam dondu yüreğinde
İki hareketsiz yüz 
flu…

 İşte böyle olacak. Bu sosyal mesafe üzerine sohbet ettiğim bir arkadaşım ben böyle bir duruma asla alışamam dedi. Onu çok iyi anlıyorum tabii ki. Normal insani durumların dışında bir şeyden konuşuyoruz. Maskeli ve sosyal mesafe korunmalı.  Ama işte yeni bir dünyaya evriliyoruz.  Daha az insani olarak. Göz göze değmeden, uzaktan… 
Geçenlerde  Haydar Ergülen’in  “kimsenin kimseye gözü değmiyorsa şiir niye?” diye bir satırına rastlamıştım.  Evet gerçekten o zaman şiir niye, şarkı niye? Sorular çok…
Sorularla hep birlikte  yeni bir dünyaya   doğru yol alıyoruz: Eksilerek, alışarak, değişerek Ancak bildiğim bir şey var:
Bu kâbustan öyle veya böyle bir an önce çıkmalıyız.

                                                                                                       Feride Cihan Göktan 
                                                                                                        22. 4. 2020 
#EVDEKALTÜRKİYE 





2 yorum:

  1. Oooo yine süper bir günlük yazı olmuş..Çünkü tam da benim düşündüğüm ve yanitlayamadığım iç sesime cevap olmuş..Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. ne güzel.. teşekkürler.

    YanıtlaSil